SINIKÇI

20 Yataklı Aksaray memleket hastanesinde,

Ziya Çorlu adında bir operatör vardı.

Kış günü buzdan düşüp bacağı kırılmış, Tek motorlu vasıta,

Amaratlı Seyit Ali’nin jipi ile Ankara’ya gitme hazırlığında iken,

Kaymakam Abdurrahman Yüksel Bey operatör Ziya Çorlu’yu ziyaret için evine gider.

Kar kaplı  toprak yoldan Ankara’ya gitmek çok tehlikeli.

Burada çaresine bakalım diyen Kaymakam başından geçenleri anlatır...

1939 Erzincan zelzelesinde Vali muavini idim.

Acele Aksaray Kaymakamlığına atandım. Eşim ve kızımın kaburga kemikleri kırıktı.

Ankara’ya nasıl gideriz diye kara kara düşünürken arkadaşım avukat Bekir Uluırmak imdadıma yetişti.

Pek meşhur olan sınıkçı Ahmet ağayı gidip getirdi.

Eşim ve kızımı muayene etti.

On gün sürmez bir şeycikleri kalmaz.

Diyerek tedaviye başladı.

Gerçekten hiç bir arıza bırakmadan tedavi etti.

Gel sınıkçı Ahmet ağa bir görsün diyerek Opr. Dr. Ziya Çorlu’yu ikna etti.

Bir doktorun sıradan bir adama teslim olması çok ağır gelmişse de çaresizlik vardı.

Denize düşen yılana sarılır hesabı,

Doktor Çorlu, sınıkçıya teslim oldu.

Sınıkçının tedavi usulleri ile 15 günde ayağa kalkan doktor yürür oldu.

Görevini rahatça ifa eder hale geldi.

Elbette eskinin çaresizlik ve teknoloji yoksulluğu kalmadı.

Duble yollar,

Lüks otobüsler,

Her kapıda bir araba,

Gelişmiş tıp.

O eskinin fukaralık dönemlerini unutturdu.

İmkansız bir dünya yerine,

İmkanları sonsuz olan bir yeni dünya, refahı da beraberinde getirdi.

Bu günlerimize şükredelim.

Barışık ve bağışlayıcı bir toplum olmanın yiğitliğini gösterelim.

Kalın sağlıcakla...