SİYASİ ŞAMATA

1950 Genel seçim öncesiydi.

İkitarda ki CHP karşısında, daha beş yaşını bitirmemiş DP çekişecekti.

Hükümet başkanı Şemsettin Günaltay;

Reiscumhur ve aynı zamanda CHP Genel Başkanı İsmet İnönü idi.

Aksaray’ımızda, DP İlçe Başkanı ve de milletvekili adayı Süreyya Dellaloğlu, bütün varlığı bir tek evini terhin koyarak, aldığı borç para ile baldırı çıplak diye adlandırılan Demokrat Parti’nin seçim mücadelesini veriyordu.

DP ilçe merkezi, belediye yanında, şimdiki İsaoğlu mobilya mağazasının arasında, eski bir bina idi.

Bu binaya yani, Demokrat Parti ilçe binasına, kimse görmesin diye bir hırsız gibi korka ürke girilir çıkılırdı.

DP’yi omuzlayanlar hep fakir fukara idi.

Müslümin Ahmet hoca, elinde beş on gözlükle durmadan dolaşır, yüksek sesle gözlük satar ve bu bahane ile Demokrat Parti’nin propagandasını yapardı.

CHP ileriyi göremiyor. Bu gözlükler uzak gözlüğü. İleriyi geremeyen CHP lilere indirimli veriyorum. Bu gözlükle ileriyi görsünler diye bağırır dururdu.

14 Mayıs 1950 seçim tarihinden dört gün evveldi.

DP binası önünde Davulcu Kazım güm de güm inletiyordu etrafı.

CHP li Belediye Başkanı Bayram Ali Gürün bu şamataya sinirlenir, zabıtaları gönderip zabıt tutturur, davulcu Kazım’a beş lira para cezası yazdırır.

Tahsildar Mehmet Pekmezci’ye emir verip derhal bu para cezasını tahsil ettirmesi için daha o gün Demokrat Parti binasına gönderir,

Tahsildar Pekmezci, davulcu Kazım’dan cezayı öde diye asılır.

En nihayet Davulcu Kazım:

Altdan yukarıya doğru ne bulursan gel al diye tahsildarın üzerine yürür.

Olanı öğrenen Belediye Reisi Bayram Ali Gürün fena halde sinirlenir memura hakaretten davulcu Kazım’ı suçüstü iddiasıyla mahkemeye verir.

Bir gün sonraki mahkemede şahitlerin duymadık diye ifade vermeleri üzerine baldırı çıplaklardan Demokrat Parti mücahidi davulcu Kazım beraat eder.

Bu hadiseden üç gün sonra, bundan 50 yıl evvelinin 14 Mayıs 1950 seçimi yapılmıştır. CHP ağır bir yenilgiye uğramış, DP dört yüz milletvekiliyle iktidar olmuştur. Artık davulcu Kazım yetip; yenilmedi.

Güm... Güm... Güm...

Güm de güm...

Vurdukça davulcu Kazım, millet korkuyu ürkmeyi atıyor.

Kıratı gördükçe,

Atdan ileri geçip,

Üsküdar’a varıyordu!

Nasıl?

Hoşunuza gitti değil mi bu siyasi şamata.

İşte, o günler doğan körpe demokrasi ;

Kör topal...

Bugünlere geldi.

Halk iradesi ve halk idaresi demek olan demokrasi yolunda epey mesafe aldığımız bir gerçektir.

Asıl gerçek olanı da;

Türk milletinin, demokrasiye yatkın olmasındandır.

Kalın Sağlıcakla.