ABAYLAR
Aksaray
27 June, 2025, Friday
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

SUÇ VE CEZA

09 January 2024, Tuesday 09:09

1944’de,

Adana öğretmen okulunda talebeydim.

Bir pazar günü,  iki adam asmışlar dendi.

Gidip baktık...

İki saat kulesi arasında, Cumhuriyet Oteli yanında kocaman oto park alanı boşaltılmış,

Darağaçlarında iki adamın asılmış olduğunu gördük.

Suçları ve kanunun sayı ve maddesi beyaz patiskaya yazılı gömlek boğazlarına asılmış,

Dilleri bir karış dışarıda olan idamlık kişiler sabahın köründen ikindi vaktine kadar asılı kaldı.

Mahşeri kalabalık dolup taşıyordu sokaklara... Herkez ibret alıyor. Kuzu gibi itaat ediyordu devlete.

Ve herkes; Adam öldürmenin cezası ölüm olmalıdır, diyordu.

Türkiye’de her tepenin ardından muhtelif yöre insanlarının toplandığı Adana’da,

İdamdan sonra kavga, döğüş adam öldürme, hırsızlık diye bir şey kalmadı.

Gelelim Aksaray’ımıza...

1970’li yıllarda,

Ürdünlü karı-koca ve bir de çocukları kalanlar üstünde reglatörde piknik yaparlar.

20 metre ötede arabaları park halindeydi.

Dönüşte bir de baktılar ki arabadaki çantaları yerinde yok.

Polis işe el koydu.

Oralarda dolaşan çoban üzerinde düğümlendi hadise.

Kurşunlu cami yanında iki katlı eski bir bina merkez polis karakolu idi.

Emniyet amiri Zeki Uysal çobanı sorguya çekti.

Eveleyip gevelemesinden suçlu olduğunu anladı.

Cennetten çıkma dayak faslı başlayınca, kuzu gibi itiraf etti. Kireçlikte, toprağa gömdüğü çantayı çıkarıp polise verdi.

Ürdünlü turist memnun olarak Aksaray’dan ayrıldı.

Eski terminalin olduğu yer buğday pazarı idi.

bir köylü öküz arabası ile pazara getirdiği 6 çuval buğdayı yıktıktan sonra öküz ve arabasını hana götürdüğü sırada,

Açık gözün biri benim diye 6 çuval buğdayı tüccara satıyor. Boş torbaları da yerine bırakıp kayıplara karışıyor.

Polis araştırması sonunda Buğday’ın sahibinin köyünden bir sabıkalı yakalanıyor.

Sorgu sualden sonra,

Emniyet Amiri Zeki Uysal bizzat cennetten çıkma dayak ile suçlu suçunu itiraf ediyor.

Cebindeki paralar buğday sahibine eksik de olsa veriliyor.

Tabi,adliyeye teslim edilen suçlular layık oldukları cezayı çekip bir daha suç işlemez oldular.

Evvelce Atatürk kanunları vardı.

Devlet otoritesi hakimdi.

Halk, disiplin üreten devletten memnundu.

Hem karakoldan ve hem de Adliye’den kurtuluş yoktu.

Hapishane de herkes kendi yiyeceğini kendisi düşünür,

Devlet, ekmek, yemek vermezdi.

Ya şimdi...

Ekmek elden su gölden.

Avrupa Birliği hatırına suçluya bir aferin denmediği kaldı.

Polis sopa yiyor ve gene de suçluya elini kaldıramıyor.

Asker de yıpratılsın diye dış güçlerin içteki uşakları olmadık naneyi yiyorlar.

Ben katiyen dayak yanlısı değilim.

Ancak toplum iyice rahatsız olunca, devlet sert tedbirler alırsa şaşmayın.

Dış kaynaklar, tezgahladıkları örgütlerle, Türkiye’de bir iç savaş çıkarma peşindeler.

Halka iş düşmeden devletin bölücü anarşiye dur demesini bekliyoruz.

Kalın sağlıcakla...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.