ÜZÜMÜNDE ÇÖPÜ VAR DEMEYİN

60 Yıl evvel komser Avni Bey vardı. 4 polis ve mahallelinin verdiği bekçi parası ile görev yapan 16 bekçi Aksaray’a mum tuttururdu.

Ayakları dolaşan bir sarhoş haa

Amaratlı Seyit Ali’nin jipine attığı gibi,

Konya yolunda ıssız çöle bırakır,

O eziyet sarhoşa yeter de artardı bile.

1970 lerde, bir yaz günü regülatör civarında Ürdünlü turistin arabasından çanta çalınmıştı.

Emniyet Amiri Zeki Uysal soygunla bizzat ilgilendi.

Kurşunlu Cami yanındaki eski bir bina Merkez Polis Karakolu idi.

Zanlı yakalandı.

Emniyet Amiri Zeki Bey cennetten çıkma sopa ile, içi para dolu çantayı araklıyan çobanı bülbül gibi söyletti,

Sakladığı yerden çanta bulundu.

Eski terminal yeri buğday pazarı idi,

Bir köylü iki tekerlekli kağnısı ile pazara getirdiği 4 çuval buğdayı arabadan indirip, öküzleri hana götürdüğü sırada,

Açık gözün biri kendisininmiş gibi 4 çuval buğdayı tüccara satar ve kaybolurdu.

Buğday sahibi gelse baksa ki,

Boş çuvallardan başka bir şey bulamaz,

Emniyet Amiri Zeki Uysal hırsızlık olayını bizzat takip etti.

Nihayet zanlı yakalandı.

Yen mi yemen mi...

Mesele aydınlandı...

Daha harcamadığı buğday parası cebinden çıktı.

Mahkeme sonunda iki yıl ceza yedi.

Kapkaççılık da bıçak gibi kesildi.

Asliye Ceza hakimi Ali Rıza Alparslan vardı,

Cumartesi günü saat 13’de adliyeden çıkıyor.

Mahise konağı yanına varınca,

Kafası dolu olan Kasap Şammas’ın oğlu Kara Veysel;

Hop de Allah de,

Diye çarşı içinde nara attığını görünce,

Cebinde taşıdığı meşhur düdüğü ile polis ve bekçiyi çağırıyor,

Götürün bunu bir ay ceza verdim.

Katibi bulun. Toplumu rahatsız ettiğine dair kararı yazsın getirsin.

Kara Veysel tenzilatsız bir ay hapis yatıp çıktıktan sonra,

Doğru adliyeye gelip ceza hakimi Ali Rıza Alparslan’a;

Ver şu mübarek elini öpeyim.

Senin gibi hakimler sayesinde vatandaş evi kapısı açık rahat bir uyku uyuyor dedi.

Ali Rıza Bey memnun oldu.

Kahve ikram etti.

Ahbap oldular.

Ben bunları anlatırken eli sopalı devlete ihtiyaç var sanılmasın.

Asıl demek istediğim;

Avrupa Birliği hatırına kanunlarımız gevşeye gevşeye kemer tutmaz oldu.

Gidin Avrupa’ya, toplumu rahatsız eden suçlular acımasız şekilde ceza yiyor.

Amerika, çatır çatır adam asıyor.

Türkiye’de ise caydırıcı kanunlar rafa kaldırılmakta,

Bilhassa hakim, savcı, polis, jandarmanın eli kolu bağlanmış halde,

Suçlu ne adliyeden ve ne de karakoldan korkmaz hale geldi.

Vatandaş gidişattan memnun değil.

Mal ve can emniyetinin olmadığı ülkelerde,

Devlet var diyenimiz kaldı mı,

Biz, bize göre kanunlarla yönetilmeyi bir anlayamadık gitti.

Kalın sağlıcakla...