VARLIK VERGİSİ

İkinci Cihan Savaşı bütün şiddetiyle devam ediyordu.

Almanya diktatörü Adolf Hitler tüm Avrupa ülkelerini işgal etti.

Edirne’den top sesleri duyulur oldu.

İstiklal Savaşı’ndan yorgun düşen Türkiye, fakir mi fakir. Buna rağmen vatanımıza bir saldırı, anında karşı koymak için yarım milyon askerimiz silah altında, eli tetikteydi.

Eli tetikteydi de, top yok, tüfek yok, cephane yoktu.

Bunları dışarıdan almak için para lazımdı.

Ve bir de 500 bin Mehmetçiği beslemek lazımdı.

Hazine tam takırdı.

İstanbul, Türkiye ekonomisinin kalbi idi. Ticaret Ermeni, Rum, Yahudiler’in elindeydi.

Karun gibi zengin olmuşlardı.

Cumhurbaşkanı rahmetli İsmet İnönü azınlıkları hedef alan varlık vergisi çıkardı.

İl ve ilçelerde varlıklı ailelere varlık vergisi yazıldı.

1942’lerde Aksaray ilçe kaymakamı Alaattin Siyavuşgil başkanlığında, ziraat, ticaret odaları belediye, maliye ve halktan birer üye ile komisyon kuruldu.

Aksaray ilçesinde varlık vergisinin en azı 500 lira ve en çoğu da iki bin lira olarak kararlaştırıldı.

İlçe, kasaba ve köylerinden toplam 218 bin lira varlık vergisi topladı.

Asıl ağırlık İstanbul’daydı.

Vergi vermeyiz diye Ermeni, Rum ve Yahudiler direndi.

Malları haczoldu.

Kimileri de devletin inşaat hizmetlerinde çalıştırıldı.

Aksaray Koçaş Devlet Üretme çiftliği kurulma aşamasındaydı.

Koçaş Müdürü Vedat Bey, varlık vergisini vermeyen Ermeni, Rum ve Yahudi’lerden kaç tanesini Koçaş’ta çalıştırdı.

Baktılar ki pabuç pahalı.

Vergiyi verdilerde kurtuldular.

Ve o zamanlar ekmek karneye bağlandı.

Halk başbakanlık önünde açız diye bağırıyordu.

Başbakan Refik Saydam balkona çıkarak, binlerce vatandaşa;

Bisküvi de mi yok?

Deyince yuhalandı.

Ertesi gün gene toplanan halka, açız diye bağıranlara Cumhurbaşkanı rahmetli İsmet Paşa başbakanlık balkonundan;

Sevgili vatandaşlarım.

Evet, ben sizi aç bıraktım ve fakat evlatlarınızı yetim bırakmadım.

Deyince, binlerce vatandaş sabun köpüğü gibi dağıldı.

İşte o zor günlerde devlet adamlığının suya sabuna dokunmadan otorite sağlaması takdirle karşılandı.

Günün şartlarına göre her iktidar doğru ya da yanlışlar yapmıştır.

Geçmişten ibret alıp çok çok dikkatli olunmalı.

Kalın sağlıcakla...