ABAYLAR
Aksaray
18 July, 2025, Friday
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

Aksaray Turizmi Masada Parlak, Sahada Karanlık: 2025 Tanıtım Yılı Hayal mi Oluyor?

21 May 2025, Wednesday 09:40
Aksaray Turizmi Masada Parlak, Sahada Karanlık: 2025 Tanıtım Yılı Hayal mi Oluyor?

Aksaray, kadim Anadolu topraklarının yüzyıllardır sakladığı bir mücevher kutusu adeta. Kapadokya'nın mistik atmosferine açılan bir kapı olmasının ötesinde, Selime'nin tarihi dokusu, Güzelyurt'un otantik atmosferi, Hristiyanlık için büyük önem taşıyan Ihlara Vadisi, yeraltı şehirlerinin gizemli dehlizleri ve binlerce yıllık höyükleriyle adeta bir açık hava tarih laboratuvarı. Hal böyleyken, bu zengin potansiyeli turizme kazandırma çabaları da son yıllarda artış gösteriyor. Aksaray Valiliği'nin öncülüğünde düzenlenen turizm istişare toplantıları ve nihayetinde 2025 yılının "Aksaray Tanıtım Yılı" ilan edilmesi, umutları yeşertmişti. Ancak, ne yazık ki, bu parlak söylemlerin ve iyi niyetli toplantıların sahada yarattığı etki, bizzat yaşadığım hayal kırıklığı dolu bir ziyaretle bambaşka bir boyut kazandı.

İstanbul'dan gelen misafirlerimle çıktığımız Aksaray keşfi, şehrin turizmdeki potansiyelinin, şatafatlı tanıtımların aksine, henüz emekleme aşamasında olduğunu acı bir şekilde ortaya koydu.  Turizmde zirveye ulaşmış Göreme deki  keyifli akşam yemeğinin ardından, ertesi gün Aksaray'ın tarihi derinliklerine doğru yaptığımız yolculuk, bir dizi engelle kesintiye uğradı. Şehrin simgesi Eğri Minare'ye şöyle yakından bir bakmak bile mümkün olmadı; ancak Mir Restoran'ın önünden aceleyle çekilen birkaç kare fotoğrafla yetinmek zorunda kaldık. Tarihi hamamlar, köprüler, Ulu Cami ve hükümet konakları gibi şehrin hafızasını taşıyan yapılar, araç trafiğinin acımasız akışına teslim edilmiş durumdaydı. Ne bir duraklama ne de bir nefes alma imkanı bulabildik. Seyir tepesine ulaşma umudumuz ise sabah saatlerinde kapalı olan yolla suya düştü; ancak öğlene doğru bir personelin gelmesiyle kısmen gerçekleşebildi. Somuncu Baba'nın mistik atmosferine  alt yolun yol çalışması sebebi ile kapalı olması ise ulaşım çilesine tuz biber ekti.

Bu olumsuzluklar silsilesi içinde, Aksaray-Ihlara-Güzelyurt karayolunun gözle görülür güzelliği takdire şayan olsa da, en çarpıcı nokta, Ağaçlı tesisleri ve vadi bölgesinde adeta bir turist akını yaşanırken, şehir merkezindeki tarihi eserleri ziyaret eden tek bir yerli ve yabancıya dahi rastlamamış olmamızdı. Bu durum, yapılan tanıtım çalışmalarının ve turizm stratejilerinin şehir merkezindeki tarihi mirası yeterince kapsamadığına dair vahim bir işaret fişeği olarak algılanmalıdır.

Ihlara Vadisi'ne doğru ilerlerken uğradığımız Selime Katedralin önündeki karmaşık ve düzensiz ortam her an bir kazaya davetiye çıkarıyordu.  Selime Katedrali kadar önemli olduğu bilinen Yaprakhisar Katedrali'nin, Ihlara Vadisi'nin girişinde adeta unutulmuş bir şekilde beklemesi ise tarihi değerlerimize verilen önemin ne kadar yetersiz olduğunu açıkça göstermektedir.

Selime katedrali  ile Selime kasbası ve Yaprak hisar köyünü yüksekten büyüleyici manzarasını sunan Yaprakhisar Köyü üzerindeki yolun, uygun bir seyir alanının olmaması nedeniyle yarattığı trafik güvenliği sorunları ise tam bir akıl tutulması. Ziyaretçilerin yol kenarında canlarını hiçe sayarak fotoğraf çekmeye çalışmaları, hem kendileri hem de diğer sürücüler için ciddi bir tehlike arz ediyor.

 

Bu vahim tablo karşısında, Ziga Kaplıcaları bölgesinde inşaatı yılan hikayesine dönen termal otel ve kür merkezi projesi kapsamında trafikten arındırılmış bir seyir terası inşa edilmesi önerisi, umut vadeden bir çözüm önerisi olarak öne çıkıyor.

Aksaray Valiliği ve ilgili yerel yönetimlerin, bu tür projeleri önceliklendirerek hem ziyaretçi güvenliğini sağlamaları hem de bölgenin turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmeleri artık ertelenemez bir zorunluluktur.

Belisırma'daki vadi girişinin yukarıdan kapatılarak seyir terasına ticari bir işletme kondurulması ve ziyaretçilerin adeta bu kafeye girmeye mecbur bırakılması, ticari kaygıların tarihi ve doğal güzelliklerin önüne nasıl geçtiğinin üzücü bir örneğini teşkil ediyor. Küçültülen seyir terası ve yetersiz park alanı ise özellikle yoğun dönemlerde tam bir keşmekeş yaratıyor. Neyse ki Ihlara Cam Teras gibi düzenli ve kaliteli hizmet sunan tesislerin varlığı, umut ışığını tamamen söndürmüyor.

 

Güzelyurt Meydanı'nın, bir zamanlar Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından restore edilmiş olmasına rağmen şu anki içler acısı hali ise tam bir hayal kırıklığı. Meydanın ortasına gelişi güzel kondurulan estetikten uzak ahşap yapılar ve betonla kaplanan zemin, tarihi dokuya yapılan bir saygısızlık olarak algılanıyor. Turizm sezonu başlamasına rağmen doğal taşla kaplama çalışmalarının hala başlamamış olması ise plansızlığın ve vurdumduymazlığın somut bir göstergesi. Meydandaki çok kötü ,yetersiz ve hijyenik olmayan tuvaletler ise ziyaretçi deneyimini olumsuz etkileyen bir başka utanç kaynağı.

Dünyaca ünlü Aziz Gregorius Kilisesi'nin ikindi namazı sırasında kapalı olması ve minareden yükselen merkezi sistem ezan sesi eşliğinde birçok ziyaretçinin kapıda beklemesi, inanç turizmi açısından da ciddi bir yönetimsel zaafiyet olduğunu gözler önüne seriyor. Bir zamanlar üç dil bilen bir imamın ziyaretçilere rehberlik ettiği o güzel günler ise artık sadece birer hatıra olarak kalmış gibi. Manastır Vadisi'nin terk edilmiş görüntüsü ise şehrin tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkma konusundaki derin eksiklikleri bir kez daha teyit ediyor.

Sonuç olarak, Aksaray'ın turizm potansiyelini harekete geçirmek için yapılan onca toplantı ve ilan edilen "tanıtım yılı" söylemleri, sahada somut adımlarla desteklenmediği sürece sadece iyi niyetli birer temenni olarak kalmaya mahkumdur. Salonlarda yapılan istişareler ne kadar artarsa artsın, sahada yaşanan acı gerçekler bu çabaların henüz yeterli olmadığını açıkça gösteriyor. 2025 yılının gerçekten bir "Aksaray Tanıtım Yılı" olması isteniyorsa, öncelikle ziyaretçi deneyimini olumsuz etkileyen altyapı sorunlarına çözüm bulunmalı, tarihi ve kültürel mirasın korunması ve erişilebilirliği sağlanmalı, plansız ve estetikten uzak uygulamalardan derhal vazgeçilmeli ve en önemlisi, artık laf değil icraat üretilmelidir. Aksi takdirde, Aksaray'ın eşsiz potansiyeli, yapılan toplantıların ve verilen boş sözlerin ağırlığı altında ezilmeye devam edecektir.

İbrahim Öztürk

Yorumlar

  • yorum avatar
    Çok çok haklısınız.
    21-05-2025 12:08

    Çok yerinde tespitler Maalesef Aksaray Nevi Şahsına Münhasır Bir Şehir.İcraat Yerine Şhov Vardır.Kimse Koltuğundan Kalkmaz.Bugün görevde Olan STK.Başkanları 20-25 Yıldır Oradalar.68 Aksaray Kültür Derneği Cemalettin Öztürk

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.