ABAYLAR
Aksaray
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ -2-

25 Nisan 2024, Perşembe 09:17

Nitekim Mustafa Kemal’in taarruzdan hemen önce askerlerine emri kısa ve kesin olmuştur:        “Gerekirse hepimiz ölerek düşmanı denize dökeceğiz. İçimizde  Balkan Harbi’nin  utancını bir daha yaşamaktansa ölmeyi tercih etmeyecek kişi yoktur. Eğer böyleleri varsa onları kendi ellerimizle kurşuna dizelim.” demiştir.

 

       Düşmanın Seddülbahir ve Kabatepe’ye çıkarma yapabileceği ihtimaline göre kuvvetlerini tertipleyen Mustafa Kemal, Arıburnu’na yetişerek taarruza karar vermiştir. Burada kıyı gözetlemesi yapan bir takımın kıyı bölgesini müdafaasına rağmen, çıkan birlikler ilerleme imkanı buldular. Bigalı köyünde bulunan ordu ihtiyatı 19 ncu Tümen,            24 – 25 Nisan gecesi Conkbayırı istikametinde tatbikat yapmakta idi. Gün ağarırken, Arıburnu istikametinden top seslerinin gelmesi üzerine, Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, bir çıkarma yapıldığını anlayarak durumu Ordu Komutanı’na bildirmişse de bir cevap alamamıştır. Bu kritik durum karşısında, sahilde çok zayıf gözetleme ve koruma birlikleri olduğunu düşünerek ve geniş bir sahile yayılmış 27 nci Alay’ın da zayiat verdiği haberlerini alınca, düşmanın Conkbayırı – Kocaçimentepe hattı ve uzantısını ele geçirmesi halinde, telafisi mümkün olmayacak durumlarla karşılaşılacağını düşünerek, ordudan emir gelmemiş olmasına rağmen, inisiyatifini kullanıp bütün sorumluluğu yüklenerek 57 nci Alayı bir batarya ile Kocaçimen istikametinde harekete geçirdi. Kendisi de durumu izlemek üzere Conkbayırı’na çıktığında, Arıburnu kesiminden erlerin çekilmekte olduklarını ve Avustralyalıların da bunları takip ettiklerini gördü.        Mustafa Kemal, çekilen erleri durdurarak;

       -      Niçin kaçıyorsunuz? diye sorduğunda,

       -      Efendim düşman cevabını vermişlerdi.

       -      Düşmandan kaçılmaz deyince, erler

       -     “Cephanemiz kalmadı” cevabını verdiler.

 

       Bu durum üzerine Mustafa Kemal, “Cephaneniz yoksa süngünüz var, süngü tak mevzi al” tarihi emrini vermiştir.    Mustafa Kemal’in deyimiyle, “Kazandığımız an bu andır”. Çekilen erlerin mevzi almaları üzerine, Avustralyalıların da mevzi alarak duraklamaları ile 57 nci Alay’ın öncü bölüğünün Conkbayırı’na yerleşmesi için gerekli zaman kazanılmıştır.

 

       Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın müsaadesiyle, 27 nci Alay’dan geri kalan birlikleri de emrine alan Tümen Komutanı Mustafa Kemal, karşı taarruza geçmek üzere 57 nci Alay’a şu tarihi emrini vermiştir:       “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir.” 

 

       Bu sayede Gelibolu Yarımadası’nın kilidi sayılan Conkbayırı’nın düşman eline geçmesi hatta Çanakkale Cephesi’nin düşmesi, 19 ncu Tümen’in ileri görüşlü, genç komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in inisiyatifini kullanmasıyla önlenmiştir.

 

       Müttefik kuvvetleri, gerek Seddülbahir ve gerekse Arıburnu Cepheleri’nde başarı elde edemeyince, Türk ordusunun gerilerine sarkmak ve onu çember içine alarak yok etmek için, Büyük ve Küçük Kemikli arasındaki Suvla sahillerine çıkarak, Anafartalar bölgesinde üçüncü bir cephe açmaya karar verdi. Hedef olarak Conkbayırı ve Kocaçimentepe blokunu ele geçirmek ve buradan ilerleyerek Boğaz’a hakim olmaktı.

 

       Düşman ikinci çıkarmasını, 6-7 Ağustos’ta Suvla bölgesine baskın tarzında yaptı. Bu esnada Anafartalar bölgesindeki zayıf birliklerimiz takviye edilerek bir Anafartalar Grubu Komutanlığı oluşturuldu ve grubun sevk idaresi albaylığa terfi eden Mustafa Kemal’e verildi. 8 Ağustos günü Anzak Kolordusu harekete geçip, Conkbayırı’nı aldı. Ama bir kez daha Mustafa Kemal’in birliklerini karşılarında buldular. Böylece Arıburnu kesiminde 6-10 Ağustos arasında meydana gelen muharebelerde düşman başarısızlığa uğradı. 21 Ağustos’a gelindiğinde son taarruzlarında da başarısız olan düşman birlikleri için artık Gelibolu’yu terk etmekten başka yapacak bir şey kalmamıştır. Sonbahar ayları da kanlı fakat neticesiz savaşlarla geçmiştir.

 

       Churcill’in hatıralarında belirttiği gibi: “Türkler öyle bir savunmaya giriştiler ki canlarını veriyor ama, vatan topraklarından bir karış bile vermiyorlardı.”

 

       Çanakkale Cephesi’ndeki savaşlar İngilizlerin 19-20 Aralık 1915’te Arıburnu ve Anafartaları, 8-9 Ocak 1916 gecesi Seddülbahir bölgelerini boşaltmasıyla sona ermiştir.

 

       Sekiz ay on dört gün süren Çanakkale Muharebelerinde İngilizler 410.000, Fransızlar 79.000 olmak üzere yarım milyona yakın asker göndermişlerdir. Bu kuvvetlerden İngilizler 205.000, Fransızlar 47.000 kişi zayiat vermiştir. Türk birlikleri ise bu muharebelerde 250.000’ne yakın zayiatı vermiştir. (Şehit, yaralı, esir, kayıp dahildir.)

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.