ANKARA'NIN BAŞKENT OLUŞU  (13 Ekim 1923)

1920’den önce keçisi, kedisi ve armudundan başka hiç  bir şeyi olmayan, tozlu, sıtmalı küçük bir kasaba görünümünde ancak insanıyla ve tarihiyle asil bir şehirdi Ankara...

Atatürk'ün 27 Aralık 1919'da Ankara’ya gelmesi ve Ankaralıların O'nu muhteşem, sevgi  ve güven  dolu karşılamasından sonra millî irade ve ulusal hareketin  merkezi oldu.

Cumhuriyet’in ilanından 16 gün önce,

13 Ekim 1923 günü İsmet Paşa ve on dört arkadaşının “coğrafî ve stratejik durum ile iç ve dış güvenlik” gerekçeleriyle Ankara'nın başkent olması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdikleri yasa önerisi mecliste kabul edildi.

Böylece Ankara yeni Türkiye Devleti'nin başkenti oldu.

Kanun maddesi gayet kısaydı;

“Devletin makarr-ı idaresi Ankara şehridir.”

Böylece, Türk milletinin kaderini değiştiren, bağımsızlık ve hürriyet sevdasının haykırıldığı Anadolu’nun umudu oldu.

Artık, güzel, asil Ankara

Kurtuluş Savaşının kalbi, karargâhı, Cumhuriyete ve Demokrasiye giden yolun başıydı...

Mustafa Kemal Atatürk,

“Ben Ankara’yı coğrafya kitabından çok tarihten cumhuriyet merkezi olarak öğrendim” dedikten sonra ekler, 

“Ankara’ya ilk defa geldiğim o gün de gördüm ki orada geçen yüzyıllara rağmen hâlâ o cumhuriyet yeteneği sürüyor.”

Milletimizin yeniden doğuşuna şahitlik eden, milli mücadelenin, cumhuriyetin ve bağımsızlığın simgesi olan  ATA yadigarı "Ankara'nın Başkent Oluşu"nun 102.  yılı kutlu olsun...

Bu anlamlı günde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, tüm şehit ve gazilerimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum.