ÇANAKKALE ŞEHİDİ MEHMET CEMAL’İN EVLATLARINA SON MEKTUBU -1-

Sevgili Evlatlarıma

Sevgili yavrularım! Bilmem sizi pek çok seven, her zaman sizi gezmeye götüren, doğal olarak sizin  de onu çok sevdiğiniz belli olan babanızı hatırlıyor musunuz? O babanız ki hayatını sizin en ufak arzunuzun gerçekleşmesine adamış bütün amacı sizi düşünmekten ibaret o babanız ki vatanın üşenmek bilmez, yorulmaz, gayretli, namuslu bir askeridir. O babanız ki hayatında hiçbir zaman alçalmayı hatırına getirmemiş, onursuz yaşamaya katlanmamış (cesur olduğu söylenen) bir subaydır. Size, sevgili ciğer parelerine size muhterem asıl Türk yavrularına size, saf ve alnı açık kuzularına size Hayrettin Kaya, Turgut size gayet saf, iki yüzlülükten, çıkardan arınmış olarak sesleniyorum. Bu sesleniş size simdi belki bir masal gibi gelecek fakat sizin babanızın bu vezin ve kafiyeden uzak fakat gerçek olan sözlerini dinleyin, daima söyleyin.

Ey Türk Gençleri, geleceğin kahramanları önce şunu bilin ki babanız gayet namuslu ve vicdanlı olmaya çalışan, namussuz ve vicdansız yaşamayı kişiliğine gelen leke ve utanç olarak bilen özbeöz Türk, çalışkan bir askerdir. Şimdiye kadar verilen görevi (küçük büyük) yapmış ve yapmaya çalışmıştır. Hiçbir zaman güçsüzlük belirtisi ve düşkünlük göstermemiştir. Ne zaman kendisinde düşkünlük ve güçsüzlük olur, ümitsizlik çökerse vicdanına karşı şöyle düşünürdü. ‘’Ey Cemal, neden bu kadar bezginsiz? Güçsüzlük insana yakışmaz, yaşamak yerde sürünmeye değmez. Haydi cesur ol, sen herkese karşı zayıf görünmekle utanmaz mısın? Haydi yürü!’’

İşte bu hitap, ruhuma sesleniş beni yeniden canlandırır ve çalıştırır. Benim yalnız iki zayıf noktam var: Biri sizler, biri anneniz. Her görevi, her işi görürken sizi düşünürüm, fakat bu düşünce bana gevşeklik değil gayret verir. Belki siz olmasanız bu kadar çalışamam. Vatan fedakarlığı ancak sizin sevginizin görünürdeki yansımasıdır. Size severek, sizi düşünerek vatana yaralı olurum. Vatan, yüce varlıkların; fedakar, cesur insanların güçlü omuzları üzerinde yükselirse siz de temiz alınla gezer, huzurla yaşarsınız.

Yavrular! Size öğüdüm şu üç kelimedir: Namuslu, görevine bağlı, özbeöz Türk olunuz. Çünkü, namuslu adam hiç kimseden utanmaz, korkmaz, kimseye karşı yüzü kara değildir. Mutsuz insanlar o insanlardır ki bir kişiye karşı olsa bile yüzü kara olsun, daima onun bakış ve etkisi altında kalsın! Mutlu insanlar onlardır ki hiç kimseden utanacak, sıkılacak bir kusuru bulunmasın! Namuslu olmak çok kolaydır: Bir kere şüpheli, terbiyesiz, ahlaksız kimselere özellikle genç yaştayken sokulmamak, onlarla arkadaşlık etmemek hatta pek az olsa bile onlarla tanışmamak, böyle şüpheli kişiler yanına gelse bile onlardan kaçmak, babanda olan ve namuslu adamlara özgü korkudur. Bu korkuyu taşıyan insan utanmaz, kıvanç duyar. Fenalardan uzak olmak, güveni kötüye kullanmamak, emanete kendi malı gibi bakmak, ırz ve namusa ilişkin konularda gayet asabi davranmak, hatta ırz ve namus için her tehlikeyi göze almaya değer. Boşboğazlık her durumda namusa aykırıdır.