Doğunun ve Batının Sultanı Fatih Sultan Mehmed (2)
02 Haziran 2024, Pazar 12:5720 Nisan'da bir Bizans ve üç Ceneviz kalyonundan oluşan yardım filosu İstanbul'a yaklaştı. II. Mehmed, Baltaoğlu Süleyman Bey'i 18 gemi ile yardım filosunun üstüne gönderdi. Rüzgârı arkasına alan yardım filosu daha hızlı ilerlemekteydi ve Osmanlı gemileri onları yakalayamadı. Şehre yapılan hücumların başarısızlığından sonra yardım getiren kalyonların Osmanlı donanmasını yarıp geçmesi moralleri çok bozmuştu.
Bunun üzerine II. Mehmed, devlet adamlarıyla ve komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda Avrupa devletlerinin yardıma geleceğini tekrarlayan Çandarlı Halil Paşa, kuşatmanın kaldırılmasını ve Bizans'ın 70.000 duka altın vergiye bağlanmasını önerdi. Ancak Zağanos Paşa ile hocası Molla Gürani'nin de bulunduğu diğer kişiler bu öneriye itiraz etti. Haliç'e nasıl girileceği konusunda da kimse teklifte bulunamıyordu. II. Mehmed tahta geçmeden 14 yıl önce Venedikli komutan Gattamelata, Adige'den Garda Gölü'ne gemilerini karadan götürmüştü. Bu olay örnek alınacak ve gemilerin karadan yürütülmesi sağlanacaktı. Bunun üzerine II.Mehmed incelemeler yaptırdı. Dolmabahçe bölgesinden Kağıthane istikametinde gidilerek gemilerin Haliç'e indirilmesini emretti. Haliç surlarını ve Haliç'teki donanmayı vurmak için de Galata civarında hakim tepelere toplar yerleştirildi. Gemilerin geçeceği mesafe 4 kilometreydi ve ormanlıktı. Güzergâh üzerindeki ağaçlar kesiliyor sonra da ağaçlar Cenevizlilerin verdiği zeytinyağı ile kayganlaştırılarak toprağa sabitleniyordu. Bizanslılara fark ettirilmeden gemiler 21-22 Nisan gecesi yürütüldü. Sabah olduğunda 72 Osmanlı savaş gemisi başarıyla Haliç’e indirilmiş ve Haliç'i kapatan zincirler işlevsiz kalmıştı.
Bunun üzerine Bizanslılar, Haliç surlarına asker kaydırmak zorunda kaldı. Sayısı arttırılan yürüyen kuleler, şehir surlarından yüksekti ve içlerine küçük toplar yerleştirilmişti, bu kuleler vasıtasıyla Osmanlı askerleri açılan gediklerin kapatılmasına mani oluyordu. Surların yeterince yıprandığını düşünen II. Mehmed, 06 Mayıs akşamı taarruz başlattı. Fakat sonuç alınamadı ve ağır kayıp veren ordu geri çekildi. 12 Mayıs günü açılan gediklere giren Osmanlı ordusu, başlarda üstün geldiyse de Bizans ihtiyat güçlerinin yetişmesi sonucu püskürtüldü. Şehir savunması taarruzları püskürtmüştü ancak kıtlık başlamıştı.Papa Nicholas'ın söz verdiği 30 kalyonluk filodan da haber yoktu.
16 Mayıs sabahı yeraltından sesler işiten Bizanslılar, Osmanlı lağımcılarının tünel kazdığını fark etti ve bunu durdurmak üzere kendileri de bir tünel kazmaya başladı. Bizans lağımcılarının kasten çıkarttığı yangın kendileriyle beraber Osmanlı lağımcılarının da ölümüne, her iki tünelin de çökmesine sebep oldu. 21 Mayıs günü Osmanlı lağımcıları, ikinci bir tünel daha açtı ve o da şehirdekiler tarafından fark edildi. 23-24-25 Mayıs günleri yine aynı yerde başka tüneller bulundu. 25 Mayıs'ta fark edilen tünel surların altına ulaşmıştı; imha edilmesi halinde surların çökmesi mümkündü; Bizans lağımcıları tüneli duvarla kapatmakla yetindi. Yer üstünde olduğu gibi yer altında da müthiş bir savaş sürüyordu.
Haliç'e indirilen donanma, şehirde başlayan kıtlık, yeraltındaki savaşlar ve surlardan yüksek yürüyen kulelerden sonra Osmanlı ordusunun son hücum için hazırlıkları başlamıştı. 24 Mayıs günü II. Mehmed, İmparator Konstantin'e elçi gönderdi. Teslim olmaları halinde Konstantin ve ailesinin arzu ettikleri yere güvenle gidebileceği, halkın canına ve malına dokunulmayacağı ancak teslim olmazlarsa imparator ve asillerin öldürüleceği, şehir halkının esir edileceği, orduya yağma için müsaade verileceği belirtiliyordu. İmparator şehri teslim etmeyi reddetti fakat vergi vermeye hazır olduğunu belirtti.
26 Mayıs günü Macaristan Krallığı elçisi ordugâha geldi, kuşatmanın kaldırılmaması halinde Macar-Bizans ittifakının kurulacağını ve büyük bir Haçlı donanmasının da yola çıkmış olduğunu iletti. Bahsedilen Haçlı donanması, Konstantin'in beklemekte olduğu donanmaydı ve Sakız Adası'na ulaşmıştı. Bu tehditten sonra 27 Mayıs günü Osmanlı ordugâhında toplantı yapılacaktı ve kuşatmanın kaldırılması ile sonuçlanabilirdi. Hacı Bayram Veli Hazretlerinin öğrencisi ve II:Mehmed'in hocası olan Akşemsettin, o gece gördüğü rüya üzerine sabah uyanır uyanmaz harekete geçmiş ve yeri bir türlü tespit edilemeyen Ebu Eyyup Hazretlerinin mezarını bulmuştu. ‘’Ya ben bu şehri zapt ederim yahut şehir beni zapt eder.’’ diyenII Mehmet ve Osmanlı Ordusu'nda bu durum büyük bir moral üstünlüğü sağlayacaktı. Bu olay sonrası, Sadrazam Çandarlı Halil Paşa'nın karşı çıkmasına rağmen, kuşatmanın sürdürülmesine ve 29 Mayıs'ta son hücumun yapılmasına karar verildi. Hücum kararı ve günü Osmanlı ordusuna duyuruldu. Şehrin fethedilmesi halinde bütün askerlerin üç gün boyunca şehri yağmalama hakkına sahip olduğu padişah tarafından ilan edildi. Artık surlar geceleri de bombalanıyor ve savunmacılara gedikleri kapatmak için fırsat verilmiyordu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.