İKİNCİ İNÖNÜ MUHAREBESİ (23 Mart-01 Nisan 1921)
25 Mart 2024, Pazartesi 09:0911 Ocak 1921'de zaferle sonuçlanan Birinci İnönü Muharebesi, İtilaf Devletlerinin Sevr Anlaşmasını ertelemeleri gerekliliğini göstermişti. Bunun üzerine Londra'da toplanacak yeni konferansa, Osmanlı Hükümeti ve Yunanistan'da çağrıldılar. Türk Heyeti daha sonradan davet edildi. Türk Heyeti, Anadolu işgaline İtilaf Devletlerinin son vermesini, Misak-ı Milli Sınırlarımızın tanınmasını isteyince, Konferanstan bir sonuç çıkmayacağı anlaşıldı. Birinci İnönü Muharebesi'nden sonra Türk ordusunun yeterince kuvvetlenmesine fırsat vermek istemeyen Yunanistan, Londra Konferansı’nın sonucunu beklemeden, yeni bir taarruza hazırlandı. Aslında Türk Genelkurmayı da bir Yunan saldırısının olacağını önceden istihbar edinmiş ve durum batı ile güney cephesi komutanlıklarına bildirilmişti. Nihayet Yunan ordusunun Bursa ve Uşak grupları, 23 Mart 1921 günü ileri harekata başladılar. İlerleyen Yunan kuvvetleri 26 Mart akşamı Türk kuvvetlerinin tuttuğu mevzilere yaklaştı.
27 Mart’ta yörede şiddetli çarpışmalar başladı. 30 Mart’a kadar geçen sürede Yunanlılar üstünlüklerini sürdürdüler. Saldırının başladığı 23 Mart’tan itibaren Yenişehir, Pazarcık, Bozüyük, Bilecik ve Dumlupınar Yunanlıların eline geçti.
Bu saldırılarda asırlardır Türk’ün şemsiyesi altında yaşayan yerli Rumlar ve Ermeniler, Yunanlıların safında yer aldılar.
Yunanlılar, güney cephesinde de Refet Bey komutasındaki birliklere saldırmışlar ve Afyon’u işgal ederek ilerlemişlerdi. Oysa Refet Bey yenilgi durumunda olduğunu görmemiş, İsmet Bey’e yardım için Ankara’ya başvurmuştu. Bu sıkışık durumda, TBMM Muhafız Taburu (900 tüfek, 4 makineli tüfek) cepheye gönderildi. Bu kuvvetin gelmesiyle güçlenen Türk ordusu 31 Mart 1921’de karşı taarruza başladı. Türk ordusunun erleri ve subayları insanüstü fedakarlıklar göstererek, komutanlar ön hatlarda çarpışarak, Yunan ordusuna büyük kayıplar verdirdi. Bu sırada Ankara, savaşın sorumlusu İngiltere’ye sert bir nota verdi. Fakat daha İngiltere’nin yanıtı gelmeden, Yunan ordusu 01 Nisan tarihinde yenilgiyi kabul ederek çekilmeye başladı.
İsmet Bey’in ifadesiyle “Düşman binlerce ölüleriyle doldurduğu muharebe meydanını silahlarımıza terketmiş” idi. Ancak bu çekiliş sırasında Yunanlılar, daha önce yaptıkları gibi, geçtikleri Türk şehir ve köylerini ateşe verdiler. Bilecik, Bozüyük ve Söğüt adeta kül yığını haline geldi. Bu bölgedeki camilerin hemen tamamı ateşe verildi.
İkinci İnönü zaferi, yurtdışında ve Anadolu’da çok büyük yankılar uyandırdı.
Bu savaşın sonuçlarını şöyle sıralayabiliriz:
1. Türkiye’ye Sevr’i kabul ettirmeyi amaçlayan Yunan ordusunun bu üçüncü genel saldırısında da istenilen başarı elde edilemeyince, İtilaf devletleri birliğinde belirgin bir çatlama ortaya çıktı. Fransa, Ankara Hükümeti’yle görüşmelere başladı ve Zonguldak’tan çekildi. İtalyanlar, Anadolu’dan çekilmeye başladılar.
2. Yunanistan’ın en büyük destekçisi olan İngiltere tutum değiştirdi; Malta’daki Türk tutuklulardan 40’ı serbest bırakıldı.
3. Batı basınında; “Anadolu ordusunun mükemmel olduğu” yönünde yazılar yayınlanmaya başladı.
4. Türk halkının orduya güveni iyice arttı.
5. Mustafa Kemal tarafından İsmet Paşa’ya çekilen telgrafla;
Batı Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa'ya 01.04.1921
"Bütün dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan Muharebelerinde yüklendiğiniz vazife kadar ağır bir vazife yüklenmiş komutanlar enderdir. Milletimizin bağımsızlığı ve hayatı, dahiyane idareniz altında şerefle vazifelerini gören komuta ve silah arkadaşlarınızın kalp ve hamiyetine büyük güvenle dayanıyordu. Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin ters giden talihini de yendiniz. İstila altındaki bedbaht topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün en uzak köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istila hırsı, azim ve hamiyetinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu.
Adınızı, tarihin iftihar kitabesine kaydeden ve bütün milleti hakkınızda ebedi minnet ve şükrana sevk eden büyük gaza ve zaferinizi tebrik ederken, üstünde durduğunuz tepenin size binlerce düşman ölüleriyle dolu bir şeref meydanı seyrettirdiği kadar, milletimiz ve kendiniz için yükselme pırıltısı ile dolu bir geleceğin ufkuna da baktığını ve hakim olduğunu söylemek isterim."
Mustafa Kemal
TBMM Başkanı
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.