ABAYLAR
Aksaray
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

KIBRIS BARIŞ HAREKATININ 50. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN (3)

23 Temmuz 2024, Salı 01:40

           Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakın uzun vadede gerçekleşmesini isteyen Makarios ile 21 Nisan 1967’de Yunanistan’ın yönetimini ele geçiren ve ilhakın bir an önce gerçekleşmesini isteyen Cunta yönetimi arasında fikir ayrılıkları meydana geldi.         Cunta liderleri bu ilhakın bir an önce gerçekleşmesini istiyorlardı. Ancak Başpiskopos Makarios engeli ortadan kalkmalıydı. Olayların başından beri EOKA örgütünde çalışan Nikos Sampson bu iş için görevlendirilmiş, Kıbrıs’a gönderilen Yunan subay ve askerleri ile birlikte 15 Temmuz 1974 günü Cumhurbaşkanı Makarios’u ortadan kaldırmak amacıyla Başkanlık Sarayını basmış, Rum Milli Muhafız Teşkilatını da yanına alarak bir darbe ile Makarios’u devirmiş ve Kıbrıs Elen Cumhuriyetini ilan etmiştir.

 

            Ancak, Makarios bu darbeden kurtularak önce İngiliz üsler bölgesine sığınmış, oradan da İngiltere’ye gitmiştir.            Darbeden sonra 19 Temmuz 1974’de toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde konuşan Makarios; darbenin Yunanistan’dan kaçak olarak gelen general Grivas’ın Adada bulunan Yunanlı Subayların da desteği ile kurmuş olduğu EOKA-B terör örgütü aracılığı ile yapıldığını belirtmiş ve şöyle konuşmuştur.

 

            “...Darbe, Yunanistan’daki Askeri Rejim tarafından planlanmış ve Rum Milli Muhafız Ordusu Yönetimindeki Yunanlı Subaylar tarafından gerçekleştirilmiştir. Yunan Askeri Rejimi Kıbrıs’ın bağımsızlığını acımasızca katletmiştir. Kıbrıs halkının  Demokratik haklarını ve bağımsızlığını ile egemenliğini çiğneyerek, kendi Diktatörlük sistemini Kıbrıs’a yaymıştır...Kesinlikle biliyorum ki yasadışı EOKA-B ‘nin kökleri Yunanistan dadır ve en büyük destecisi Yunanistan’dır..”.

 

 

 

            Nikos Sampson darbesinin amacı, Adanın fiilen Yunanistan’a ilhakından başka bir şey değildi. Olay Yunanistan’ın Kıbrıs’a açık bir müdahalesi idi.  Gelişen bu durum üzerine, Türkiye; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin diğer garantör devletlerden biri olan İngiltere ile doğrudan temasa geçerek bu duruma bir son verilmesi için destek çağrısı yapıyordu. Çünkü garantör devletlerden bir olan Yunanistan anlaşmaları ihlal etmişti.

            Ancak İngiltere konu ile ilgili olarak çekimser bir tavır sergilemekteydi. TC Başbakanı Bülent Ecevit, İngiltere Hükümeti ile temaslar yapmak üzere 17 Temmuz’da Londra’ya gitti. Başbakan Wılson ve Dışişleri Bakanı Callahan ile yaptığı görüşmelerden bir sonuç alamadı. Öte yandan Amerika’nın Atina üzerindeki baskılarına rağmen, Yunan Cunta Hükümeti Kıbrıs’taki Yunanlı subayların ve terörist Sampson’un geri çekilmesini kabul etmiyordu. NATO’da yapılan müzakerelerde; Yunanistan, Türkiye’nin Kıbrıs’a asker çıkarmasına ihtimal vermiyor ve Türkiye’nin müdahale etmesi durumunda kendilerinin de kuvvet gönderecekleri tehdidinde bulunuyordu.

 

            Gerek İngiltere, gerek BM, gerekse NATO’nun olaya bir çözüm bulamayacağını anlayan Türkiye, Başbakan Ecevit’in 19 Temmuz akşamı Londra’dan dönmesinin ertesi günü, 20 Temmuz 1974 sabahı Kıbrıs’a Garantörlük anlaşması haklarını kullanarak tek başına müdahale etti.

 

 

            Türk Silahlı Kuvvetleri; 20 Temmuz 1974 sabahı denizden ve havadan başlattığı Barış Harekatı ile, Kıbrıs’ta EOKA Terör Örgütünün yapa geldiği tedhiş olaylarına son vermiş, Ada’ya barış ve huzur getirmiş, Cunta Hükümetinin devrilmesi ile de Yunanistan’a demokrasi yönetimi geri dönmüştür.

 

 

            Barış Harekatı; 16 Ağustos 1974 saat 19:00 dan itibaren Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 360 sayılı kararına uyarak ateşkesi kabul etmesi ile sona ermiştir.

 

            İki gün içinde Türk Silahlı Kuvvetleri Gazi Magosa – Lefkoşa-Lefke çizgisine ulaşarak Ada’nın % 35 ini ele geçirmiştir.

 

            13 Şubat 1975’de Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edilmiş ve Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin oluşturulması yönünde hazır olunduğu vurgulanmıştır. Ancak iki eşit federe devlet temelinde bir federasyon yerine, kendi egemenliklerinde Üniter bir Devlet isteyen Rumlar bunu reddetmiştir.        Eylül 1975’ de Cenevre’de Türk ve Rum temsilcileri arasında nüfus değişim anlaşması yapılarak 65.000 Türkün Kuzeye geçmesi sağlanmış ve böylece nüfus bakımından da homojen iki kesim meydana gelmiştir.

 

            Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılması için, 11 yıldır yaptıkları terör, katliam ve Kıbrıs Türklerinin federal bir sistem içerisinde eşit bir taraf olarak kabul etmemelerine bir cevap olarak 15 Kasım 1983 deKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu bütün dünyaya ilan edilmiştir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.