ABAYLAR
Aksaray
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

Laf taşımak        

20 Şubat 2023, Pazartesi 09:38

Deprem konusuna biraz ara vermek istedim ve başkalarını eleştiriye bu gün konuyu ayırmak istedim. Dedikoduculuk bir hastalık olmaktan öteye, ahlaki bir çöküntüdür. Veliler şehri olan bu memlekette aslında dedikodusuz yaşayamayız mı? başkalarının kabahat ve kusurunu araştırmak yerine kendi işimizle uğraşıp, kendi kabahat ve kusurumuzu irdeleyemezmiyiz? Eli boş insanlar ve kadınlar daha çok başkalarının yaşamları ve işlerinin dedikodusunu yapmayı bir sanat haline getirmiştir. Bakın yüce yaradan ayetlerinde dedikodu hakkında ne buyuruyor:

        "Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir." (hucurat süresi a. 12) hadi yiyin bakalım ölü kardeş etini?

         "Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi, yaptıklarından sorumludur." (isra a.36)

         “Büyük insanlar fikirleri, ortalama insanlar olayları, küçük insanlar ise başkalarını konuşur.”

         Bu sözü daha önce duymuşsunuzdur. Dedikodusunu yaptığınız o kişi, bu denklemdeki büyük insanlar arasına giriyor çünkü o kendisi olmakla meşgul, kendini geliştiriyor. Bu yüzden de mutlu bir insan. İlk bakışta cazip gelse bile aslında başkaları hakkında dedikodu yapmak sizi mutsuzluktan başka bir yere götürmez.

           Mutluluğunuz ve duygusal durumunuz büyük ölçüde etrafınızdakilerle de ilişkili. Etrafınızda dedikoducu insanlar çoğunluktaysa, siz de daha fazla dedikoduya yönelebilirsiniz. Ancak şunu unutmayın, dedikodu aslında zehirli bir yılandır. Eğer dedikodusunu yaptığınız kişilerin sizden veya başkalarından bahsettiğini duymuyorsanız, bunun sebebi büyük olasılıkla onların yapacak daha iyi şeyleri olmasından kaynaklanıyordur     

            Bir insan kendini geliştiriyorsa mutlu olur. Dedikodu yapan insan sürekli yalan söyler. Bu değişmez bir gerçektir. Dedikodu yaparken bir çok şeyi olduğundan daha abartılı anlatılır. Bir yalancı da hayatta hiçbir zaman mutlu olamaz çünkü her zaman bir boşluğu doldurmak için konuşur. Dedikodusunu yaptığınız insanlar ise bunun yerine daha anlamlı konuşmalar yaptıkları için daha mutlular.        

        Dedikoducu insanların çevresindekiler de kendisi gibi dedikoducu olur. Bu yüzden her seferinde içlerinden “Acaba bu insanlar benim hakkımda da konuşuyor mu” düşüncesi geçer. Bir insan başkasından şüphe duymaya başlıyorsa mutlu olması mümkün değildir.

        Eğer saygı duyulan bir insansanız, başkaları sizden sadece iyilikle bahseder. Küçük ve gizli hesaplaşmalar her iş yerinin sorunlarından biridir. Çalışanlar, dedikodu yaparak iş yerini daha kötü bir yer haline getirir. Dedikodu yaparak vakit kaybetmeyen insanlar ise bu gizli hesaplaşmalardan uzak kalmayı başarır. Sadece kendi işine odaklanıp mutlu bir insan olabilirler.

         İnsanlar dedikodu yaptıkça, o kişi hakkındaki olumsuz görüşleri içselleştirirler. Sonucunda ise dedikoducu insanlar kibarlıklarını da yitirirler. Oysa başkalarına karşı yardımsever ve kibar bir insan olursanız, daha mutlu olabilirsiniz. Dedikoducu insanlara kimse saygı duymaz çünkü onlar da başkalarına saygı duymanın ne olduğunu bilmez. Eğer saygı duyulan bir insansanız, başkaları sizden sadece iyilikle bahseder.