LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 101 İNCİ İMZA YIL DÖNÜMÜ (6)
01 Ağustos 2024, Perşembe 02:30LOZAN ANTLAŞMASININ ÖNEMİ
Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda çok önemli bir aşamadır. Lozan Antlaşması'nın öneminin anlaşılabilmesi için Sevr Antlaşması'nın iyi bilinmesi gerekir. Türk ulusu istiklâlini kendisi kazanmıştır, başkaları vermemiştir. İnönü, Sakarya, Dumlupınar bunun bir safhası, Lozan diğer safhasıdır. Her iki safha da başarılarla doludur. Millî Mücadele'de Türk milletinin fiilen elde ettiği başarıyı, Batılı devletler Lozan'da güçlükle de olsa kabul etmek zorunda kalmışlardır. Onun için "Lozan istiklâldir". Sevr Antlaşması ile Türkiye birkaç vilayete indirgeniyor ve Anadolu'nun büyük bir kısmı elden çıkıyordu. Doğu Anadolu'nun bir kısmı Ermenilere veriliyor, Güneydoğu Anadolu'da da bir Kürt devleti kurulabileceği hususunda bir madde bulunuyordu. Batı Anadolu ve Trakya, İngiltere, Yunanistan, İtalya arasında nüfuz bölgelerine ayrılıyor, Güneyde ise Mersin, Sivas, Mardin üçgeni içinde kalan bölge Fransızlara bırakılıyordu. Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda çok önemli bir aşamadır. Lozan Antlaşması'nın öneminin anlaşılabilmesi için Sevr Antlaşması'nın iyi bilinmesi gerekir. Türk ulusu istiklâlini kendisi kazanmıştır, başkaları vermemiştir.
İnönü, Sakarya, Dumlupınar bunun bir safhası, Lozan diğer safhasıdır. Her iki safha da başarılarla doludur. Lozan Antlaşması, Türkiye açısından, I. Dünya Savaşı sonrasında yapılan haksız antlaşmalar içinde, Sevr Antlaşması'nı geçersiz sayan bir antlaşmadır. Türkiye'nin Batılı işgalci devletlerle hesaplaşmasında koyduğu son noktadır. Türkiye I. Dünya Savaşı'nın sonuçlarını ve kendisine imzalatılmak istenen Sevr'i kabul etmemiş ve İtilâf Devletleri ile tekrar çetin bir mücadeleye girmiştir. Bu Türkiye'nin lehine olmuştur. I. Dünya Savaşı’nın mağluplarına imzalatılan tek yanlı ve haksız antlaşmalar, II. Dünya Savaşı'nın sebeplerinden birini oluşturmuştur. I. Dünya Savaşı'ndan ağır darbe alarak ayrılan devletler hesaplaşmak için II. Dünya Savaşı'nı beklemişlerdir. Ancak bunun faturasını daha da ağır ödemek zorunda kalmışlardır. Türkiye'nin Millî Mücadele ile hesaplaşmayı öne alması ve Lozan Antlaşması ile önemli konuları kendi lehine çözme başarısını göstermiş olması, Türkiye'yi II. Dünya Savaşı'na girmekten kurtarmıştır. Sevr'i imzalayan bir Türkiye'nin yaşaması mümkün olmadığından II. Dünya Savaşı'na girmek Türkiye için de kaçınılmaz bir sonuç olacaktı. Ancak Lozan Barış Antlaşması, bu tehlikeyi ortadan kaldırmıştır. Sevr Antlaşması ile Türklere bırakılmak istenen yerler bugünkü Türkiye'nin dörtte biriydi. Lozan Antlaşması ile Türkiye kaybedilen toprakları kurtarmış ve Misak-ı Millî'yi büyük ölçüde gerçekleştirmiştir.
Lozan Antlaşması I. Dünya Savaşı'ndan sonra yenik düşmüş devletlerden birinin galip devletlere kendi koşullarını kabul ettirerek imzalattığı tek antlaşmadır, II. Dünya Savaşı'ndan sonra da gelecek için sürekli bir barış aracı olarak ayakta durabilmiştir. Bu durum, antlaşmanın yapay kuramlara değil gerçeklere dayandığını göstermektedir. Müttefik Devletler arasındaki anlaşmazlıklardan faydalanılmış, Musul ve Boğazlar gibi uluslararası sorunlara yol açan ve hemen çözümlenmesi mümkün olmayan konular ileride yapılacak görüşmelere bırakılarak, konuların daha rahat bir ortamda ele alınması sağlanmıştır.
Lozan Antlaşması Türkiye'nin meselelerinin çözümünde önemli bir aşamadır. Çözülemeyen Musul ve Boğazlar meselesi gibi konular daha sonraya bırakılmıştır. İtilaf Devletleri, görüşmeler sırasında karşılarında kararlı ve kendine güvenli bir Türkiye bulmuşlardır. Bu durum onları şaşırtmıştır. İstemeye istemeye Lozan 'da Türkiye'nin şartlarını kabul etmişlerdir. Ancak bu durum gururlarına dokunmuş olmalı ki, Osmanlı borçları sorunu görüşüldüğü sırada Lord Curzon, Amerika Birleşik Devletleri delegesinin de hazır bulunduğu bir gece toplantısında, İsmet Paşa'ya şunları söylemiştir:
"Konferansta bir sonuca varacağız, ama memnun ayrılmayacağız. Hiçbir konuda bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizin makul olduğuna, haklı olduğuna bakmaksızın, kabul etmiyor, hepsini reddediyorsunuz. En sonunda şu kanıya vardık ki, neyi reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz. Ülkeniz haraptır, imar etmeyecek misiniz? Bunun için paraya ihtiyacınız olacaktır. Parayı nereden bulabileceksiniz? Bugün para dünyada bir bende bir de yanımdakinde. Unutmayın, ne reddederseniz hepsi cebimdedir. ihtiyaç sebebi ile yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman, bugün reddettiklerinizi birer birer çıkartıp size göstereceğiz."
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.