MEDENİ CESARET

Siyaset iki yüzlüdür.

Hem ağlatır, hem güldürür.

Böylesi riski göze almak cesaret işidir.

Ben politikaya soyunanları bilhassa takdir ediyorum.

Aday adayı ve de aday olan kardeşlerimizin morale çok ihtiyacı vardır.

Hele hele kazanamazsın diye ümitsizlik vermek çok yanlıştır.

Hep cesaret vermeliyiz.

Demokrasilerde hizmete talip olanlar bir yarışın içinde bunalırlar.

Bir de sen ben ümidini kırdık mı, yarışacak adam bulamayız.

Rahmetli İsmet İnönü;

Namuslu adamlar da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır.

Sözü bana göre kimyadır.

Bir seçim önü Millet Partisi genel başkanı rahmetli Osman Bölükbaşı Aksaray’a teşrif ettiler.

Millet, Osman Bölükbaşı’nın konuşmasına sevdalıydı.

Ulucami önünden liseye kadar insan yığını,

Şimdiki Üçyıldız oteli önünde üstü açık kamyona çıkan Bölükbaşı,  elinde mikrofon kalabalığı şöyle bir göz ucu ile süzdü.

Harmanınız yiğit amma korkarım dene zayıf çıkar.

Deyince.

Onbinlerin kahkası göğü yırttı, bulutlara vardı.

İşte o Bölükbaşı yılların eziyetli yaşamı sonunda hastane köşesinde;

Eyvah! siyasette geçen ömrüme acırım.

Diyerek siyasete de yaşama da elveda etti.

Gördünüz ya siyasetin iki yüzünü.

Hem gülen yüzünü,

Hem de ağlatan yüzünü.

Her seçim önü yerel gazete ve TV hatırlanır.

Peşpeşe ziyaretler bitmek bilmez..

Bana hep sorarlar...

Seçim nasıl olur hocam!

Nasip işidir. Hayırlısı ne ise o olsun.

Derim,

Siyasi parti ve adayları üzerinde bir tercih yapmaktan kaçınırım.

Elbette hayırlısı ne ise o olsun.

1950’lerde Demokrat parti iktidarında,

1957 erken seçim de,

Yıllardır DP İlçe başkanı olan sayın Faik Ökçesiz,

18 oyla mebusluğu kaybetti.

Çok üzüldü.

Gel gör ki 27 mayıs 1960 ihtilalinde nerede Demokrat partili varsa, tutulup kodese atıldı.

Bunu gören Faik Ökçesiz mebus olsaydım Yassı adaya tıkılırdım.

18 oyla kaybettim diye üzüldüm.

Demek ki hayırlısı bu imiş.

Diye sevindi.

Nasip işidir demeli.

Strese girmekten kaçınılmalı.

Kalın sağlıcakla...