ÖLDÜM ÖLDÜM DİRİLDİM

Biliyorum...

Yazmaz çizmez oldu.

Bu hocaya ne oldu?

Diye merak edenleriniz az değil.

Anlatayım...

İki ay kadar oldu.

Yolda yürürken, sağ bacağım uyuştu.

Müthiş bir ağrı ile yere yığıldım.

Tanıyanlar koşup kaldırdılar. Evime getirdiler.

Sağ bacağımdaki ağrı öyle şiddetli idi ki.

Bir sesim yerde bir sesim gökte.

Dağlar Mehmet, Ali çağırıyordu.

Hastaneye kaldırıldım.

Tetkik, tahlil, film derken

Devlet hastanesinin kıymetli uzmanları teşhisi koydu.

Bel fıtığı.

Yaş seksen olunca ameliyat riskli dendi.

Çocuklar, Ankara Başkent Üniversite hastanesine taşıdılar.

Tetkik, tahlil, filmler orada da aynı idi.

Aksaray Devlet hastanesi teşhisi doğruydu.

Ameliyata alındım.

Altı saat bıçak altında yattıktan sonra,

Kendimi hasta yatağımda buldum.

Ağrılar yavaş yavaş azaldı.

Ameliyat eden Prof. Dr. Hakan Bey,

Hasar gören omur, siyatik sinirine baskı yapmış.

Temizledim.

Yıpranan sinirler kendini toparlayıncaya kadar bu ağrıları bir kaç ay çekeceksin dedi.

Taburcu dedi.

Evde, doktor tavsiyesine saygı gösterip iyileşmeye çalışıyorum.

Eski ağrılarım yarı yarıya azaldı.

Bakın kalem tutabiliyorum.

Masamda bu satırları çiziyorum ki,

Sevgili okuyucularım meraktan kurtulsun istiyorum.

İnşallah bayram sonu köşemde yeniden buluşmayı umuyorum.

Bu vesile ile tüm Müslüman kardeşlerimin mübarek Kurban Bayramını kutlamayı nasip eden yüce Allahıma şükrediyorum.

Bayramınız kutlu olsun efendim.

Kalın sağlıcakla...