ÖLÜM YOLUNUN MEHMETLERİ (2)
21 Şubat 2024, Çarşamba 08:59Akşamları esirlere kendi dillerinde komünizm propagandası yapılan dersler veriliyordu. Ve bu derslerin neticeleri alınmaya da başlanmıştı. Diğer ülkelerden taraf değiştiren, Çinlilerle işbirliği yapan hatırı sayılır miktarda esir çıkarken bir ülkenin askerleri oralı bile olmuyordu : TÜRKLER…
Kamp Komutanı, Mehmetçik’e ders veren eski İstanbul Çin Konsolosluğu görevlisini çağırmış, başarısızlığından ötürü yarım saate yakın bağıra bağıra haşlamıştı. Komutanın yanından çıkan propaganda hocası Türklerin bulunduğu barakaya girdiğinde ilk söz olarak :
-Günlerdir anlatıyorum, biliyorum bu gece anlattıklarım da bir işe yaramayacak ama ben bunları size söylemezsem beni öldürürler diyecekti.
Üsteğmen Selim müstehzi bir gülümseme ile karşıladı onu.
-Türk'üz biz, elhamdülillah Müslümanız. Siz vazifenizi yapınız. Bizim bildiğimiz bize yeter.
Kamp günleri ilerledikçe Çinlilerin Türklere hayranlığı artıyordu. Kampa getirdikleri Amerikan askerlerinin yarısına yakını ölmüşken, Türkler bir şehit dahi vermemişlerdi. Onlar için çalışmaya başlayan tonla esir varken, Türklerden bir kişiyi bile kendi saflarına geçirmemişlerdi. Öyle iddialı güreş müsabakaları yapıyorlardı ki nöbetçiler bile onları izlemekten geri kalamıyorlardı. Bir gün Çinli bir subay artık kendini tutamadı ve yanındaki arkadaşına :
- Bir Türk Askeri on Çin askerine bedel. Bir Çin askeri ise on Amerikan askerine bedel deyiverdi.
Savaşın sonuna gelinmiş, esir değişimleri başlamıştı. Sayıları yarıya inen Amerikalılardan dönmeyip Çin’de yaşamaya devam etmek isteyenlerin sayısı hiç de az değildi. Bir Türk Çavuşuna karşı on Çinli esir serbest bırakılıyordu. Üç yıl boyunca sıfırın altına inen sıcaklıklarda, oldukça ilkel koşullarda, aç susuz kalan, her türlü propagandaya maruz bırakılan Türkler tek şehit dahi vermeden, 244 kişinin tamamıyla geri dönüyorlardı. Uçaktan inen her askerin yaptığı ilk iş secdeye kapanıp vatan toprağını öpmek oluyordu…
Türk Askeri pusuya düşürülmüş ama Çin tuzaklarına düşürülememişti…
Koskoca ABD Kolorduları Çin saldırılarına dayanamayıp kaçarken, bir Türk Tugayı onları nasıl durdurmuştu? Neden çok az esir vermişlerdi? Savaşta en çok esir vermiş olan (7190 esir) ABD Ordu yetkililerinin en önemli araştırma konularından birisi bu durum oldu. ABD askerlerinden esir olanların neredeyse yarısı ölmüş, geri kalanların yüzde 15 kadarı düşmanla işbirliği yapmıştı. Buna karşılık Türklerden ölen olmadığı gibi sadece iki er düşmanla işbirliğine yeltenmiş ancak arkadaşlarından yedikleri dayak sonrası bir kez daha bunu yeltenen olmamıştı. Peki Türkler bunu nasıl başarmışlardı? ''Mutlaka en seçkin, en profesyonel, en eğitimli birliklerini gönderdiler!'' diye başlayan araştırmaları gösterdi ki esir olan Türklerin çoğu okuma yazma bile bilmiyordu. Türk esirlerin yüzde 4'ü profesyonel asker yüzde 96' sı vatani görevini yapan erdi. ABD 'li esirlerin ise yüzde 75' i profesyonel asker, yüzde 25' i zorunlu askerlik yapan erlerdi. ABD'li esirlerin yüzde 16' sı 2. Dünya Savaşı tecrübesi olan personel iken, bizim askerlerimizin hiçbir savaş deneyimi de yoktu. (1955 de yayımlanan ve halen kullanılan ABD Muharip Kuvvetleri için Davranış İlkeleri Rehberi ve Hayatı İdame-Sorguya Mukavemet-Kaçma ve Kurtulma adlı yayınlar bu çalışmaları sonrası hazırlanmış eserlerdir ve Türk askeri rol model olarak alınmıştır.)
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
NE MUTLU MEHMETÇİK OLMAYI BAŞARANLARA!
NE MUTLU 'MEHMETÇİK OLABİLMEK" İÇİN GAYRET EDENLERE!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.