ABAYLAR
Aksaray
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

ORTADOĞU'DA BU NOKTAYA NE ZAMAN VE NASIL GELİNDİ?  

18 Ocak 2024, Perşembe 09:03

1974 Arap-İsrail savaşında, ''Batı Dünyası''nın İsrail yanlısı tutumu üzerine ''Arap Dünyası'' belki de Abbasiler Dönemi'nden sonra ilk kez birlikte ve bir milletmiş gibi hareket ederek savaştı. İsrail’i destekleyen ülkelere petrol ambargosuna başladı. Bunun üzerine dönemin Amerikan Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Henry Kissenger, Arap ülkelerinin etnik ve mezhepsel zeminde formatlanmasının yani birbirine düşman edilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılmasını istedi.

 Aslında Kissenger’ın ''Araştırın!'' dediği husus, daha önce İsrail siyaseti tarafından araştırılmış, hatta denenmişti. 1980’de LiviaRokach adlı İsrailli gazeteci “Israel’sSacredTerrorism” adlı kitabında, eski İsrail Başbakanı MosheShrarett’in anılarını derlerken 1950’ler de arap devletlerini parçala ve yönet yaklaşımının nasıl geliştiğini ve Lübnan’da nasıl uygulandığını anlatmaktadır. Kissenger’ın ABD’de başlattığı süreç ile ilgili açık kaynaklara geçen ilk toplantı, Princeton Üniversitesi’nde Haziran 1978’de gerçekleştirilmiştir. Profesör Bernard Lewis’in başkanlığını yaptığı toplantıya ''Oryantalizm ve Modern Arap Tarihi'' ile ilgili tanınmış isimleri katılmıştır. Toplantıda 19. Yüzyıl Osmanlı İdaresinin uyguladığı mezhep ve inançlara göre belirlenmiş sınırlar üzerinde çalışılması öngörülmüştür.

 Bu toplantıyı haber yapan Yıllar Boyu adlı dergi, (Yakın tarih dergisi, Mayıs 1978) toplantıya getirilecek İsrail planına göre, Orta Doğu’daki her mezhebin bir vatanı olmasının hedeflendiğini;

- Marunilerin Lübnan’da,

- Kürtlerin Suriye ve Irak’ta,

- Şiilerin Güney Irak ve İran’ın bir kısmında,

-  Sünnilerin Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin’de sınırları belli yurt sahibi olacaklarını ve bu ülkelerin hepsinin sonunda bir federasyon veya konfederasyonda birleşecekleri haberini yapmıştır.

 BÖL VE YÖNET görüşünü, İsrail stratejik düşüncesinde daha keskin bir şekilde ifade eden çalışma; 1982’de Dünya Siyonist Örgütü’nün yayın organı olan Kivunim (Yönler) dergisinin Şubat 1982’de yayınlanan 14üncü sayısında gazeteci ve eski bir İsrailli diplomat olan OdedYinon tarafından ortaya konulmuştur. İbranice yayınlanan “İsrail İçin 1980’ler Stratejisi” başlıklı yazıda Yinon, İsrail için kalıcı güvenliğin Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yabancı güçler tarafından sınırları “Geçici Kartondan Evler” olarak çizilen Müslüman Arap Dünyası'nın sınırlarının yeniden çizilmesinde görmektedir.

Yinon, Türkiye ve İran’ın da etnik yapılarının istikrar sağlamaktan uzak olduğunu tartıştığı bütün Orta Doğu ülkelerinin etnik yapılarını incelediği bölümden sonra bu durumun, İsrail için riskler ve sorunlar içermekle birlikte çok kapsamlı fırsatlar da ortaya çıkardığını savunmaktadır. Suriye’nin bugünkü sınırları içinde 5-6 yeni devletin kurulmasının İsrail’in güvenliğini sağlayacağını ileri sürmektedir. Yinon’a göre bu bölünme şu şekilde olmalıdır:

 “Suriye, etnik ve dini yapısına uygun olarak bugün Lübnan’da olduğu gibi çeşitli devletlere ayrışacaktır.

- Kıyıda bir Şii-Alevi devleti,

- Halep bölgesinde Sünni devleti,

- Şam’da buna düşman bir başka Sünni devleti,

- Kuzeyde bir Kürt devleti,

- Havran-Kuzey Ürdün-Golan bölgesinde de bir Dürzi devleti.

 Bu yapı, barış ve güvenliğimizin garantisi olacaktır ve bu hedef erişebileceğimiz kadar yakındır.”    

Yinon’a göre Irak, İsrail’in güvenliği için Suriye’den daha büyük bir tehdittir, çünkü daha güçlüdür ve onun parçalanması Suriye’nin parçalanmasından daha önemlidir. Yinon, Irak-İran savaşının Irak’ı parçalayacağına inanmıştır. İsrail’in güvenliği için Irak’ın üçe bölünmesi gerektiği görüşü ortaya atılmıştır. Yinon’a göre Irak’ın bölünmesi; Osmanlı döneminde Basra, Bağdat, Musul idari bölünmesi esas alınarak, etnik ve mezhep temelleri üzerinde kuzeyde bir Kürt devleti, ortada bir Sünni ve güneyde Şii devleti olarak gerçekleşmelidir.

Yinon’un makalesine atıfta bulunan RalphSchoenman, “Siyonizmin Gizli Tarihi” adlı eserinde şöyle demektedir: “Irak devletini parçalamak cebir işlemi çözmeye benzemez. İsrail parçalanmanın ardından kurulacak uydu devletlerin sayılarını, nerede kurulacaklarını ve kimlerin üzerinde egemen olacaklarını kararlaştırmıştır.”

 ABD Savunma Bakan yardımcısı, Karanlıklar Prensi lakaplı Richard Perle, Yinon’un görüşlerini 2000’lere taşımış kişidir. Gerçekten de Richard Perle tarafından kaleme alınan bir çalışma, Yinon’un makalesi kadar sert köşeler içermese de onun zihinsel yol haritasını izlemekte, Saddam Hüseyin’in devrilmesini, Suriye’nin ezilmesini önermektedir.

 Bugün Orta Doğu’da, Suriye ve Filistin’de yaşananları, yukarıda anlatılanlar çerçevesinde düşünmenin, zihin açıcı olduğu muhakkaktır. Hiçbir şey bugünden yarına olmamakta, uzun vadeli planlar tıkır tıkır işletilmektedir. Bunun içinde  kısa vade de terörist örgütler, iç ayaklanmalar ve zıt kutupların ateşinin yükseltilmesi yetmektedir. İslam dünyasında liderlik edenler yıllar evvel kurgulanan bu oyunların farkında değil midir?  Elbette farkında! Niye tedbir almıyorlar sizce?

 Bu arada, Amerikan istihbarat teşkilatı Ulusal İstihbarat Konseyi tarafından hazırlanan ve 10 Aralık 2012’de yayınlanan'' 2030 Genel Eğilimler Raporu'' nda Türkiye’nin toprak bütünlüğünün tehdit altında olduğu ve 2030’a kadar Türkiye’nin bölünebileceği de  ileri sürülmüştür.

Bizim 5000 yıllık bir devlet aklımız olduğunu ve Allah'ın sevdiği kullardan olduğumuzu hesaba katmamışlar. Yine de ''Su uyur, düşman uyumaz.'' bilinci ile 

 İstiyorsan sulhu salah,

 Hazır ol cenge.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.