ABAYLAR
Aksaray
29 Ocak, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

(SARIKAMIŞ FACİA MI, DESTAN MI? -4-)

27 Aralık 2017, Çarşamba 09:20

Ruslar Osmanlıya savaş ilan ettikten bir gün sonra Erzurum ve Sarıkamış çöllerinden Türk sınırına girdi. Birkaç kasabayı aldıktan sonra durdu. Zira karakış ilerlemelerine izin vermiyordu. Rusların amacı; bahara kadar burada beklemek savaşı Türk topraklarında geçirmekti ama karşısında Enver Paşa vardı. Yani Sarıkamış Harekâtı, durup dururken alınmış bir karar değildi. Harekâttan bir ay önce iki (2) defa Ruslarla çatışmaya girilmişti. Enver Paşa emir verdi ve bütün ülkede seferberlik başladı. Samsun, Trabzon, Erzincan ve Arap eyaletlerindeki illerden kuvvetler toplanmaya başlandı. Daha balkan harbinin yaralarını iyileştiremeyen askerler yürüyüşe geçtiler… Hedefi Kafkasların kapısı Sarıkamış’tı.

Enver Paşa bu büyük harekâta bizzat komutanlık etmek için Sarıkamış’a geldi. Karakışta savaşmaktan yana olmayan III. Ordu komutanı Hasan İzzet Paşa, sinirlerinin gergin olduğunu, bu mevsimde savaşmanın intihar olacağını, bölgeyi çok iyi tanıdığını, bu sebeple kendisinin bu harekâtın sonunun başarılı olamayacağını söyleyerek istifa etti. Hasan İzzet Paşa, Enver Paşa’nın okuldan “sevku’l-ceyş” yani; strareji hocasıydı. Ama Enver Paşa kararlıydı. Yine haritalar çıkartıldı ve Enver Paşa büyük bir heyecanla Sarıkamış kuşatma harekâtını Alman ve Türk kurmaylarına anlattı. Harekat planını anlatmadan önce, Türk Milleti’nin yokluk içerisinde nasıl fedakarca davrandığına bir örnek vermek isterim.

Almanlar tarafından batırılan giysi yüklü gemilerin yerine yenisinin gönderilemeyişi ve devletin imkânlarının kısıtlı olmasından dolayı, Milli Müdafaa cemiyeti, halktan yardım istiyordu. Cepheye yakın doğu illeri başta olmak üzere bütün ülkede açlık ve yoksulluk hüküm sürmekteydi. Askerin iaşesini karşılamak için halkın elinde bulunan gıda maddelerinden karnını doyurabilecekleri miktar bırakılıp, fazlasına el konulmuştu. Tüccarların elinde gıda maddesi kalmadığı için ticari faaliyetler de sona ermişti. Ordunun hali zaten haraptı. Eksi 35 derecede savaşan Mehmetçiklerin üzerinde doğru dürüst kıyafet olmadığı için her evden kış hediyesi adı altında bir pamuklu mintan, bir çift eldiven, bir çift çorap ve bir yün kuşak toplandı.

Sarıkamış’ta savaşacak 3. Ordu, üç kolordudan oluşuyordu. 11. Kolordu Rusları oyalamak için sağ kanat istikametinde çarpışacaktı. 9. kolordu merkezde Sarıkamış istikametinde çarpışacak ve böylece Bardız’a, oradan da Sarıkamış’a girecekti. (Enver paşa, 9. Kolordunun içinde, 86. Alayın başında cephedeydi.) 10. kolordu da İslamköy, Oltu, Penek yolundan Bardız yaylasına oradan Allahüekber dağlarına ulaşacak buradan Rusların arkasına sarkacaktı. Sarıkamış ele geçirilince diğer kolordularla birleşilecek ve Kafkaslara yani Turan İmparatorluğuna doğru yürünecekti. Savaşın can alıcı görevi 10. kolordunundu. Kolordunun komutanı Albay Hafız hakkıydı. …

Sarıkamış harekâtının en trajik yönü harita üstünden planlanırken yapılan basit bir hata idi… Zorlu kış koşullarında Allahuekber Dağları’na tırmanan ordunun ani baskınla düşmanı ezmesi planlanmaktaydı. Ancak sırtı tırmanan askerler basit hatanın ne olduğunu gördüler. Sarıkamış görünürlerde yoktu. Çünkü 1/200.000 ölçekli haritanın harekât planı yapılan Oltu Paftasında yer alan Sarıkamış yazısını yanlış okumuşlardı. Haritacılık tekniğine göre orada Sarıkamış yazısının bulunması Sarıkamış’ın orada olduğu anlamına gelmiyor, sadece diğer paftada bulunan Sarıkamış’a giden yolu işaret ediyordu.