YAŞAMIN SONBAHARI YAŞLILIK
26 Mart 2024, Salı 09:37Ülkemizde, yaşlılara saygı göstermek toplumsal geleneklerimiz ve törelerimizden kaynaklanır. Bu, Türk Toplumu'nun en belirgin niteliklerinden biridir.
1990 yılında alınan bir kararla 18-24 Mart tarihleri arasındaki sürenin ülkemiz genelinde ve özellikle okullarımızda Yaşlılara Saygı Haftası olarak ele alınması kararlaştırılmıştır. İnsan doğaya egemen olan bir canlıdır. Hiç şüphesiz ki, kendisine saygısı vardır. Zaten insana anlam kazandıran, saygınlığını sağlayan bu kendini tanıma özelliğidir. İnsanlar arasında bir de öncelik hakkı vardı.
Bir bilet alma, alışveriş yapma, otobüse binme sırasında önce gelenin, kendisinden sonra gelenlere göre o hizmetten daha önce yararlanma hakkı vardır. Yaşlılarda bu dünyaya bizlerden çok çok önce gelmişlerdir. O halde öncelikli insanlardır. Dünyayı birbirine devrederek, geliştirerek, değiştirerek, bizlere hazır ve kurulu bir hayat düzeni bırakmışlardır.Keşifler yapmış, bazı problemleri çözümleyerek aşmış, yaşadığımız ortamı bize hazır bırakmışlardır.
Bu haklarını kullanmalarında kendilerine yardımcı olmak bizlere düşen en kutsal görevlerin başındadır. Yaşlılar tecrübe kaynağıdır. Onların yaşanmış ve kazanılmış bu deneyimleri bizleri birçok yanlışı yapmaktan kurtarmaktadır. Yaşlılarımızın gençlerden ve kendilerinden genç olan yetişkinlerden yerine getirilmesi mümkün olmayan istek ve beklentileri asla yoktur. Yaşlılarımızı sadece bu hafta değil, sürekli olarak sevmeli ve saymalıyız.
Yaşlılarımızın tarafımızdan bilinmeyen, anlayamadığımız sorunlarını çevreden ve kendilerinden öğrenerek sıkıntılarını aşmalarına yardımcı olmalıyız. Onların çözümü bizi aşan sorunlarını ilgili kişi veya makamlara iletmeliyiz. Yaşlılarımız fiziksel ve ruhsal durumları gereği duygusal olurlar.
Onların sık sık ihtiyaçlarını ve hastalıklarını sorarak gönüllerini almalıyız.
Ekonomik değeri küçük, manevi değeri büyük olan hediyelerle bazen bir demet çiçek, bazen de bir öpücükle onları kolayca mutlu edebileceğimizi hatırdan çıkarmamalıyız.
Şimdiye kadar ki uygulamalarımızı bundan sonra daha titiz ve daha içtenlikle sürdürerek otobüslerde, duraklarda veya sıra beklemeyi gerektiren hallerde sıramızı hemen yaşlılara verme alışkanlıklarımızı da sürdürmeli, bir gün bizlerin de aynı duruma geleceğimizi unutmamalıyız.
Peygamber Efendimiz’in şu hadîs-i şerîfiyle nasihatte bulunursak:
“Kim bir ihtiyara hürmet ve yardım ederse, Allah Teâlâ da ona, ihtiyarlığında hürmet ve hizmet edecek bir kimseyi ihsân eder.” (Tirmizî, Birr, 75)
Hayat, mevsimler gibidir. Baharı, yazı, sonbaharı, kışı vardır. Hayatın her dönemi, ayrı özelliklere ve güzelliklere sahiptir. Kul olarak iyi işler yapmak, ibadet ve taat ile hayata anlam katmak için bu dönemlerin her biri birer fırsattır. İnsanı kemâle ulaştıran, olgun bir mümin olmanın huzurunu yaşatan en kıymetli dönem ise yaşlılıktır. Yaşlılık, bedenin yorulduğu ancak ruhun tecrübeyle yoğrulduğu bir bilgelik dönemidir. Yaşlılar, Allah’ın dualarına icabet ettiği, ihsan ve ikramına mazhar kıldığı kimselerdir. Milli ve manevi değerlerimizi, kültürümüzü yarınlara taşıyan, geçmişimizle geleceğimizi birbirine bağlayan en değerli köprülerimizdir. Onlar, yuvalarımızın dayanağı, bereket kaynağıdır. Ağarmış saçları, bükülmüş belleri toplumumuz için birer rahmet ve mağfiret vesilesidir. Sağlığının ve geçen yıllarının kıymetini bilen bir yaşlı, güzel bir insandır. Çünkü Sevgili Peygamberimiz, “İnsanların en hayırlısı kimdir?” sorusuna cevaben “Ömrü uzun, ameli güzel olandır” buyurmuştur.
Yaşlanan anne ve babamıza göstereceğimiz şefkat ile merhamet, onların huzurlu bir yuvaya en çok ihtiyaç duyduğu ihtiyarlık çağında ayrı bir önem taşır. Ömürlerinin bu en hassas döneminde onların yanı başında olmak, ihtiyaçlarını karşılamak, hayır dualarını almak bize Allah’ın rızasını kazandıracak en önemli vesilelerdendir. Kalın sağlıcakla.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.