ABAYLAR
Aksaray
24 Nisan, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇA­NAK­KA­LE

19 Mart 2025, Çarşamba 06:00
18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇA­NAK­KA­LE

Düş­man­la­rı­mız, yüz­yıl­lar­dır tek­nik veya sa­yı­sal gü­cü­ne gü­ve­ne­rek sa­va­şı ka­za­na­ca­ğın­dan emin olmuş fakat insan ve iman fak­tö­rü­nü ge­nel­de dik­ka­te al­ma­mış­tır. Yüz­yıl­lar­dır za­fer­den za­fe­re koşan ve İslam San­ca­ğı'nı şe­ref­le dal­ga­lan­dı­ran Türk Or­du­su'ndaki iman ve inan­cı kü­çüm­se­miş­tir. Maddi güç­ler tek­nik an­lam­da üs­tün­lük sağ­la­sa da Meh­met­çi­ğin göğ­sün­de ka­vi­leş­miş imanı yı­ka­ma­mış­tır. Çünkü Türk Or­du­su'ndaki iman gücü, topla tü­fek­le yı­kı­la­cak sı­ra­dan bir kale de­ğil­dir. Allah'ın rah­me­tiy­le ku­şat­tı­ğı bu kale (kalp), çelik si­per­le­re, çelik ye­lek­le­re bile ih­ti­yaç duy­maz. Bu sağ­lam iman ve azim var ol­duk­ça, hiç­bir kuv­vet ona boyun eğ­di­re­mez. İslam inan­cı­na göre kalp Allah'ın evi­dir. Bunu Yunus Emre “Gönül ça­la­bın tahtı, Çalab gö­nü­le baktı.” di­ye­rek ne güzel dile ge­tir­miş­tir. Meh­met­çik, geç­miş­ten gü­nü­mü­ze, Allah'a son­suz bir ka­bul­le­niş­le iman etmiş ve öl­mek­ten asla kork­ma­mış­tır. Çünkü O'nun için hak yo­lun­da ya­pı­lan bir sa­vaş­ta­ki ölüm, Allah'a, Pey­gam­be­re ve sev­dik­le­ri­ne ka­vuş­mak­tır. Bu inanç ve irade sa­ye­sin­de Türk Or­du­su her zaman mu­zaf­fer olmuş ve mil­le­ti­nin, dev­le­ti­nin na­mu­su­nu ko­ru­muş­tur. Meh­met­çik, sa­de­ce Allah'ın hu­zu­run­da boyun eğmiş, sa­de­ce O'na kul­luk et­miş­tir. Meh­met­çik şehit olup güneş gibi ba­tar­ken, Türk Mil­le­ti ve İslam Dini ayak­ta kal­mak­ta, hilal ise yük­sel­mek­te­dir.
Vu­ru­lup ter­te­miz al­nın­dan, uzan­mış ya­tı­yor,
Bir hilâl uğ­ru­na, ya Rab, ne gü­neş­ler ba­tı­yor!
''Pey­gam­ber­lik­ten son­ra­ki en yüce mer­te­be­ye ulaş­tık­la­rı” ha­dis­le ilan edi­len şe­hit­le­rin izzet ve yü­ce­lik­le­ri­ne dair övgü dolu bir ses­le­niş yap­mak is­te­sek, bun­dan daha gü­ze­li­ni ya­pı­la­bi­lir miyiz?
Ey, bu top­rak­lar için top­ra­ğa düş­müş asker!
Gök­ten ecdâd ine­rek öpse o pâk alnı değer.
Ne bü­yük­sün ki kanın kur­ta­rı­yor Tev­hîd‟i...
Bedr‟in ars­lan­la­rı ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gel­me­yecek mak­be­ri kim­ler kaz­sın?
“Gö­me­lim gel seni tâ­rî­he” desem, sığ­maz­sın.
Herc ü merc et­ti­ğin ed­vâ­ra da yet­mez o kitâb...
Seni ancak ebe­diy­yet­ler eder is­tî­âb.
“Bu, ta­şın­dır” di­ye­rek Kâbe‟yi dik­sem ba­şı­na,
Ru­hu­mun vah­yi­ni duy­sam da ge­çir­sem ta­şı­na,
Sonra gök kub­be­yi alsam da ridâ na­mıy­le,
Ka­na­yan lâh­di­ne çek­sem bütün ec­râ­mıy­le,
Tül­le­nen mağ­ri­bi, ak­şam­la­rı sar­sam ya­ra­na,
Yine bir şey ya­pa­bil­dim di­ye­mem ha­tı­ra­na.
Şe­hit­ler için gök kub­be­yi türbe yapan, gök­le­ri ve yıl­dız­la­rı on­la­rın hiz­me­ti­ne sunan ve on­la­ra öv­gü­ler dizen Meh­met Âkif, bütün bun­la­ra rağ­men on­la­rın bü­yük­lük­le­ri kar­şı­sın­da söy­le­dik­le­ri­nin ye­ter­siz kal­dı­ğı­nı dü­şün­mek­te­dir ve
“Ey şehîd oğlu şehîd, is­te­me ben­den mak­ber,
Sana âgû­şu­nu açmış du­ru­yor Pey­gam­ber. “ di­ye­rek son­lan­dır­mak­ta­dır.
Şe­ha­det, ina­nan bir müs­lü­man için âlem­le­rin efen­di­si ola­rak ya­ra­tı­lan Pey­gam­be­re yakın ol­mak­la­da ödül­len­di­ril­miş­tir. Allah, bu ödülü kendi yo­lun­da sa­va­şan ve din, mil­let, vatan için ca­nı­nı veren kul­la­rı için bo­şu­na ba­ğış­la­ma­mış­tır. Yüz­yıl­lar­dır küf­fa­rın vah­şe­ti­ne ve bas­kı­sı­na karşı iman gücü ve inanç bir­li­ğiy­le el ele, gönül gö­nü­le sa­va­şan Meh­met­çik­le­ri­miz, hem va­tan­la­rı­nı ko­ru­muş­lar hem de büyük bir mü­kâ­fa­ta layık gö­rül­müş­ler­dir. Bu büyük mü­ca­de­le ve inan­cın ödülü ola­rak Pey­gam­ber, şef­kat ve mer­ha­me­tiy­le ku­ca­ğı­nı so­nu­na kadar açmış, bek­le­mek­te­dir. Tarih bo­yun­ca Türk mil­le­ti di­ni­ni, bay­ra­ğı­nı, va­ta­nı­nı, mil­le­ti­ni ko­ru­mak için ca­nı­nı feda et­mek­ten çe­kin­me­miş­tir. Asır­lar­ca İslam'ın san­cak­tar­lı­ğı­nı yapan Türk­ler, bu top­rak­lar­da ezan sesi sus­ma­sın, bay­ra­ğı­mız in­me­sin diye pey­gam­ber ocağı ola­rak bel­le­di­ği kış­la­lar­da as­ker­lik va­zi­fe­si­ni ye­ri­ne ge­tir­mek­ten im­ti­na et­me­miş, yeri gel­di­ğin de bu uğur­da ka­nı­nı dök­müş­tür.
Her kim dünya ni­me­ti­ni is­ter­se, ken­di­si­ne ondan ve­ri­riz; kim de ahi­ret se­va­bı­nı is­ter­se ona da bun­dan ve­ri­riz. (Al-i İmran Su­re­si 145. Ayet)
Ba­zı­la­rı dünya ni­met­le­ri­ni di­le­miş ve ona ka­vuş­muş­tur. Ah­ret­ten ala­cak­la­rı kal­ma­mış­tır. Siz­ler ise Allah'a ka­vuş­ma­yı di­le­yen­ler­den olur­su­nuz in­şal­lah kar­deş­le­rim.
Ka­zan­mak is­ti­yor­san za­fe­ri,
Allah Allah!.. ses­le­riy­le dol­dur gök­le­ri,
Susup bek­le­ye­ne her yer zem­he­ri,
Haydi sil­kin Meh­met­çik, ileri...!
*Mavi Berem 2 ŞÜ­HE­DA adlı ki­ta­bı­mın ön­sö­zün­den alın­tı­dır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.