ALDATANLAR -2-

   Şeyh Sait,  gezdiği köylerde ''Saltanatsız - Hilafetsiz olamayız. Bunlar bizi dinsizliğe götürüyorlar. Ecdadımıza ve dinimize sövüyorlar. O halde bu idareyi yıkmak dini bir görevdir, farzdır'' diye gezerken, olay Savcısı Ahmet Süreyya Örgeevren  durumu özetle şöyle anlatacaktır.
“Türk Ülkesinin şark vilayetlerinde içerden ve dışarıdan desteklenen bir isyan(darbe) hadisesi vardı.  Bu hadise, güya İslam dininin yükseltilmesi perdesi altında meydana getirilmiştir. Halbuki asıl gaye, Türk vatanının muayyen bir kısmını ana yurttan ayırmak, vatanın birlik ve beraberliğini bozup dağıtmaktan ibaretti.”
    15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen,  ''FETÖ'cü darbeyi hazırlayanlar da halkımızı yine din üzerinde aldatmadı mı? ''Asr-ı Saadet dönemini getireceğiz!'' ''İslamı kurtaracağız!'' yalanları ile yola çıkmadılar mı? Gerçekte ise durum neydi? 
    - Günümüzün en büyük emperyali ABD'nin öncülüğünde '' İsrail için bölge devletlerini bölüp parçalayacak ve gerektiğinde İsrail'in çıkarları için savaşacak bir kukla Kürdistan'ı kurmak!'', 
    - Petrol kaynaklarının kontrolünü elinde tutmak, 
    - Bölgenin büyüyen ve kontrol edilmesi güçleşen ülkesi Türkiye'de, kendi kontrolünde bir yönetici  kadro yaratmak gibi sebeplerdi. 
    Aldatanlar her zamanki gibi görevini başarı ile yapmıştı! Peki aldatılanların durumunu nasıl izah edeceğiz?
- Bu milletin çocukları, bu milletin cebinden çıkan paralar ile eğitildi, yetiştirildi ve vatan haini ajanlar gibi hareket edecek hale nasıl getirildi? 
- Geçmişte yaşananlardan ders çıkarmayan liderler, devleti yönetenler, gelişmeleri göremeyecek kadar kör müydü? Yoksa siyasi geleceklerini sağlama alma düşüncesi içinde hareket edip, bütün çıplaklığı ile ortada olan durumu görmemezlikten mi geldiler?
- Bir milletin geleceğini nerede ise yok edecek boyutlara ulaşan ve hala devletin en mahrem noktalarından temizlemekle bitirilemeyen örgütlenme yapısına ulaşmış terör örgütü için ''Alnı secdeli çocuklardı! Kandırıldık!'' izahatı sizleri tatmin etti mi?
-Din ile aldatanlar bir dakika olsun boş durmazken, olayları bu akıl ve bencillikle süzmeye devam edenler acaba yaşananlardan hangi dersleri almış olarak hareket edeceklerdir?
     İlk emri ''OKU'' olan dinimizi öğrenmek ve din ile aldatılmamak mümkündür!Bunun için Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Mealini de okumak ve yüce Allah'ın emirlerini, isteklerini doğrudan anlamaya çalışmakla işe başlayabiliriz!Her yıl binlerce çocuğumuz hafız olmakta yani Kur'an-ı bütünü ile ezberlemektedir. Fakat ezbere bildikleri  ayetlerden hiç birinin manasına vakıf değillerse, dinimizi öğrenmiş sayılmaları mümkün müdür? Onları eğiten bazı hocaların Türkçe mealini okumanın günah olduğunu söylemeleri,  aldatmak değil midir? Hangi ayette Arapçası dışında Kur'an- ı okumanın günah olduğu yazmaktadır? Dinimizi anlamak ve anlatmak için her millette olduğu gibi kendi dilimizle okumak nasıl günah olabilir? Bilgiyi kendi tekelinde tutmak ve bilmeyen bir toplumu kendi istediği gibi yönlendirmek gibi art niyet sahibi olanlar dışında elbette bu düşünceyi hiç kimse kabul edemez, etmemelidir! 
Kıymetli kardeşim, eline kutsal kitabımızı alarak okumaya bir başlasan, içine ne kadar büyük bir huzur doluverecek göreceksin. Aksi halde olacakları bak sevgili peygamberimiz de  sahabelere nasıl izah etmiştir: 
''Gelecekte, dünya nimetleri için dini alet eden riyakarlar çıkacaktır. Onların sözleri baldan tatlıdır. Bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur.'' (Tırmizi)
    Biz rahat nefes alalım, özgür ve bağımsız yaşayalım, bayrak inmesin, ezan sesleri dinmesin diye canlarını seve seve feda eden tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum.  Onlara en büyük borcumuz, aldığımız emaneti sarsılmadan, daha da güçlü olarak  bir sonraki nesillere aktarmaktır. Bu ise ancak bilinçli bir toplum olmamız, Allah ile kulu arasına girmek isteyen riyakarlara meydan vermememiz ile olacaktır. O kuzu postuna bürünmüş alçakları silkelemek ve gerçekten Allah'ın rızasına kavuşmak için yaşayan Müslümanlar olmak dileğiyle. Sağlıcakla kalın.