Bazen DELİ OLMAK iyidir
16 Aralık 2025, Salı 06:21Mustafa Kemal,Amasya'da Salih Paşa ile yapmış olduğu görüşmenin ardından Sivas'a dönmüştü.Kozan'dan gelen Sehlikzade Hasan beyin başkanlığındaki kurulu, odasında kabul eden Mustafa Kemal, onlardan Adana-Mersin bölgesinde Fransız-Ermeni işbirliğinde yürütülen katliamlar hakkındaki korkunç hikâyeleri sabırla dinledi. Sehlikzade Hasan bey ve arkadaşları:
-Bizim silâhımız, cephanemiz, paramız ve her şeyimiz var. Yalnız, bunları bir düzene koyup yerinde güzelce kullanacak kumandana ihtiyacımız var!
Ali Fuat Paşa ve Rauf Bey’in de olduğu bu toplantıda Mustafa Kemal:
-Size istediğiniz kumandanları vereceğim. Şimdi, siz yola çıkın ve kim olduğunuzu belli etmeden Kayseri’de bekleyin. Sizin ardınızdan kumandanlarınız da yola çıkıp size yetişecekler.
Karargah subaylarından Binbaşı Kemal ve Yüzbaşı Osman’ı çağırttı ve onlarla durumu, halkın çektiği sıkıntılara karşın gösterdiği yüce gönüllülüğü hakkında uzun bir sohbet ettikten sonra :
- Sizleri kurtuluş hareketlerini yürütmek üzere Adana- Mersin bölgesine göndermek istiyorum, elimizden gitmek üzere olan bu bölgemizi kurtarmak şerefini, ikiniz paylaşacaksınız.
Mustafa Kemal, onlara gerekli belgeleri hazırlatmıştı: Binbaşı Kemal beyi (Kozanoğlu Doğan) , Yüzbaşı Osman beyi de (Aydınoğlu Tufan)adıyla gönderiyordu.
Mustafa Kemal, onlara şu kesin direktifi de bildiriyordu:
- İşgal bölgesi içinde halkı teşkilatlandıracak ve işgale karşı direniş kuvvetleri oluşturacaksınız. Hedef Fransızları bölgeden bir an önce atmak olacaktır.
Bir müddet sonra Ali Fuat Paşa, bölgenin savunulması için kurulan Kuvayı Milliye güçlerinin ordu tarafından nasıl desteklenebileceğini görüşmek üzere; önce 17. tümen kumandanı Yarbay Mümtaz, askerlik şubesi başkanı Yarbay Emrullah beylerle buluştu. Kozan’a ve Adana’ya haber salarak Doğan beyle Tufan beyi Kayseri'ye çağırdı.
Ali Fuat Paşa, masa üzerine açılan haritayı işaret ederek:
-Bu bölge çok geniştir. Bir elden idaresi zordur. Bunu ikiye ayıralım. Birini Tufan beye verelim, öbürü için başka bir arkadaş daha bulalım. Her ikisini de Mehmet Kemal bey (Doğan) kumanda etsin.
Tümen kumandanı:
-İkinci arkadaş kim olacak? diye sordu.
Tufan bey, hemen aklına gelen bir adı söyleyiverdi..
-Paşam, Kayseri’nin eski jandarma komutanı Ali Ratıp bey var.
Mümtaz bey:
-Canım, o delinin biri, dedi. Kaş yapayım derken göz çıkarır.
Ali Fuat Paşa :
-İşte, bize de böyle deliler gerekli paşam.. Çağırın gelsin!
Çağrılan eski jandarma kumandanı, hemen geldi.Fuat Paşa, haritayı açtı, masanın üzerine serdi. Zamantı çayı sınır olmak üzere bölgeyi ikiye ayırdı ve batısını Ratıp beyin sorumluluğuna verdi. Bu bölüştürmeyi yaptıktan sonra, Yüzbaşı Ali Ratıp beye :
-Ali Ratip,şimdi cepheye gidip, hemen çalışmaya başlıyorsun.. Ne kadar kuvvetin var?
Ratıp bey topuklarını birbirine vurup selamı çakarak:
-Kuvvet benim, paşam, bu uğurda her şeyi göze alıyorum. Hem kendimi, hem de milletimi idam sehpasından kurtarmak için kuvveti de bulurum, silahı da evvelallah..
Ali Fuat Paşa sevincinden nerdeyse ağlayacaktı. Tümen kumandanı Mümtaz beye şöyle dedi:
-Görüyorsunuz ya, böyle işleri ancak deliler yapar; akıllılar, sonradan hazırlanmış olanı yer. Şimdi bu işleri biz yapalım, sonra sizler yersiniz.
Ali Fuat Paşa, Ali Ratıp beyin yüklendiği görevi Sivas'ta Mustafa Kemal'e bildirdi. O da tıpkı Doğan beyle Tufan beye verdiği gibi, kendi imzasını taşıyan bir belgeyi hemen imzalayarak Kayseri'ye yollamış ve diğerlerine yaptığı gibi Ali Ratıp beye de bir takma ad vermişti: «Namı müstearınız Tekelioğlu Sinan'dır!»
HANİ BEN TEK BAŞIMA NE YAPABİLİRİM Kİ DİYORUZ YA ! HİÇ OLMAZSA BAZEN DELİ OLALIM BE KARDEŞİM!
"AYINTAP'IN KUVVACILARI eserinden alıntı yapılmıştır.



Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.