DEVLET AKLI
08 Aralık 2025, Pazartesi 05:41Geçmiş yıllarda TBMM Başkanı olan Cemil Çiçek’in, “Dünün postal yalayıcısı” dediği Barzani, bugün ne oldu da Vali, Kaymakam ve belediye başkanları tarafından karşılandı?
Cizre'de katıldığı sempozyumda İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu ve çok sayıda milletvekili hazır bulundu.? Cizre’ye üniformalı ve silahlı peşmergeleriyle gelişi neden kabul edildi?
Neden ses çıkartılmadı?
Yıllardır Barzani tarafından yayımlanan haritalarda Şırnak dahil 26 ilimizin sözde “büyük Kürdistan” içinde gösterilmesini, hergün Rudaw adlı tv. yayınında bunu sergilemelerini kabul edenler, ses çıkarmayanlar için bu durum çok anormal mi?
Mesut Barzani 2007’de, “Eğer Türkiye Kerkük’e müdahale ederse, biz de Diyarbakır ve Türkiye’deki diğer kentlerle ilgili işlere müdahale ederiz” tehdidini savurmasını duymamazlıktan gelenler için çok mu?
Başta Şırnak , Hakkari olmak üzere güneydoğu illerimizde birçok düğüne, sünnete, ölenlerin taziyelerine Barzani adına Habur Sınır Kapısından özel izinle geçiş yapılarak temsilciler geldiğini ve bunların oralarda herkese dolar dağıtarak " Buraların ağası benim!" mesajı yaymasını seyredenler için bu durum vahim olabilir mi?
Barzani’nin Cizre’ye gelmesinden 10 gün önce Duhok’ta “Ortadoğu Barış ve Güvenlik Konferansı” düzenlendi ve Mazlum Kobani de “sürpriz” bir şekilde katıldı, konuşma yaptı, Barzanilerle görüştü. “15 yıldır Erbil ve Süleymaniye Rojava’ya destek oluyor.” dedi. Ankara’nın yakın dostu Neçirvan Barzani de Suriye’de merkeziyetçi bir sistemin doğru olmadığını, “Kürtlerin hak ve kazanımlarının korunması için Kürt siyasi tarafları arasında birlik sağlanmasının hayati önem taşıdığını” söyledi.
Bahçeli 2012’de, “Peşmerge reisi Barzani’nin, Suriyeli Kürtleri bir araya getirerek toplantı tertip etmesi ve birleşin çağrısında bulunması yanı başımızdaki zaman ayarlı bombanın her an patlayacağını işaret etmektedir.”, “Bu, batının siyaset laboratuarlarında tezgâhlanmış ve sinsice projelendirilmiş yüzyıllık bir tuzaktır. Türk milleti bu doğrultuda kapana kıstırılmak üzeredir” demişti.
İşte o Barzanilere, “Kırmızı bültenle aranan bir terörist olan M. Kobaniyi nasıl davet edersiniz?” diye hesap sormadığımız gibi, 10 gün sonra Mesut Barzani’yi peşmergeleriyle birlikte Habur’da karşılayıp Cizre’de ağırladık.
Ayrıca Peşmerge ilk kez topraklarımızı ve egemenlik haklarımızı çiğnemiyor ki!..
2014’te, tam da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda ağır silahlarla Habur’dan girip Kobani’yi kurtarmak üzere PKK/PYD’ye yardım için gidişlerini hatırlayın yeter.
“Cumhuriyeti’mizin 91. Yıldönümünde Türkiye’ye meydan okunmuş... 91 yıllık mirasa gölge düşürülmüştür... Türkiye, büyük milletimiz bir kez daha küçük düşürülmüştür.” diyen Bahçeli, olayı 2009’daki Habur rezaletine, 2013’te Barzani’nin Diyarbakır’da göklere çıkarılmasına, hatta 15 Mayıs 1919’da İzmir’in, 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgali esnasında yaşananlara benzetip AKP iktidarını şöyle suçlamıştı:
- “Düşmana kucak açan, teröristlere ve destekçilerine mihmandarlık yapan, ülkemizi terör koridoruna çeviren Başbakan ve Hükümeti bu haysiyetsizliğin, bu omurgasızlığın altından kalkamayacaktır... Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümeti Anayasa’yı kasten ihlâl etmekte ve suç işlemektedir... Terör baronları AKP’nin yataklığıyla 29 Ekim’de aziz milletimize gövde gösterisi yapmıştır. Bu sineye çekilecek bir durum değildir... Türk hukuk mevzuatında bunun karşılığı kesinlikle ihanettir. Ve bunun failleri elbette hesap vereceklerdir.”
- “Peşmerge sanki Türkiye’yi işgâl etmiş gibi, sanki meydan okur gibi, Habur’dan Suruç’a kadar konvoylarla, sevgi seli altında, alkış ve tezahüratlarla karşılanıyor... Peşmerge yönetimi bir korsan devlettir. Peşmergeye alan ve koridor açmak kesinlikle vatana ihanet suçudur.”
Yaşananlara bakıyorum ve soruyorum " Devlet aklı nerede?"
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 30 Ağustos Zaferinden sonra söylediği şu sözleri bir kez daha okuyalım .
«Efendiler, kendilerine bir milletin talihi emanet edilmiş adamlar, milletin kuvvet ve kudretini, yalnız ve ancak yine milletin gerçek ve elde edilmesi mümkün çıkarları yolunda kullanmakla görevli olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi ele geçirmek ve işgal etmek, o memleketlerin sahiplerine hâkim olmak için yeterli değildir. Bir milletin ruhu ele geçirilmedikçe, o millete hâkim olmanın imkânı yoktur.
Mahkûm olmak istemeyen bir milleti, esareti altında tutmaya gücü yetecek kadar kuvvetli zorbalar artık bu dünya yüzünde kalmamıştır.
Türk Milleti son mücadeleleriyle, özellikle burada kazandığı zaferle, gösterdiği azim ve irade ile bilinen bu gerçeği bir defa daha tarihin kalbine çelik kalemle kazımış bulunuyor...
Bu sahada akan Türk kanları, gökte dolaşan şehit ruhları devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır..." (Naim Babüroğlu / Büyük Taarruz Sarışın Kurt / Sayfa 113)
İçte ve dışta sürekli değişkenlik arz eden, derinliği olmayan işleri ve sözleri bize "devlet aklı" diye yutturmaya çalışanlar, Başkomutan Atatürk'ün bu tespitini tekrar tekrar okuyup ders alırlarsa kazanan hem devlet hem de millet olacaktır. Aksi halde bu konuda yapılan ciddi hatalar bizi Irak ve Suriye’de yaşananlara götürür .
Mevlana Celaleddin-i Rûmî "Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır." der.
Aslında büyük çoğunluk herşeyin farkında. Ancak " şahsi menfaatler, ihtiraslar gözleri ve akılları kontrolünde mi tutuyor?" diye düşünmeden edemiyor insan.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.




Yorumlar
İsmet Coşkun
08-12-2025 15:17Yüreğine, Gönlüne ve kalemine sağlık arkadaşım.
Mehmet karaöz
08-12-2025 15:15Saygıdeğer komutanım bugün ülkemize yapılanlar birinin menfaatleri için peşkef çekilerek bizleri vatinimizi Yok etmeye çalışıyorlar şahsının ülkesini istediği gibi yok eden bir hain var. Malesef
Mehmet Domuncuoglu
08-12-2025 13:47Aynen paşam.Gorevleri bu