ABAYLAR
Aksaray
29 Ocak, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

Katliamın yıl dönümünde yaralı kurtulanlar kara günü anlatıyor

27 Mayıs 2024, Pazartesi 09:19

Dünya var oldukça unutulmayacak bir acı.

24 Mayıs 1993 gecesi yaşananlar aklımızdan hiç çıkmamalı.

 

İbrahim ERTEN             (Konya)

Mustafa YILMAZ           (Konya)

Erkan KAÇAN               (Konya)

Mevlüt ÖZKAN              (Konya)

Hilmi ŞAHİN                  (Konya)

Ali ARAR                       (Konya)

İlyas UYAR                    (Konya)

Hüseyin ÇELİK             (Denizli)

Ahmet APAK                 (Denizli)

Ercan ÇOBANOĞLU    (Denizli)

Mustafa KOÇANOĞLU (Denizli)

Baki UMUTLU                (Denizli)

Şeref TAY                       (Denizli)

Mehmet ÖZTÜRK          (Denizli)

Hasan GÜLTUTAN        (Hatay)

Mehmet TURA               (Adana)

Şenol CANSIZ              (Samsun)

Cavit YAMAN               (Samsun)

Nihat ODABAŞI           (Kastamonu)

Ramazan AKKAYA     (Kastamonu)

Uğur BOZACI              (İstanbul)

Ünal KALAFAT           (İstanbul)

Ahmet ARAN               (Manisa)

Haydar ASLAN            (Trabzon)

Murat ELİBOL              (Çanakkale)

Aydın KUZEY               (Çanakkale)

Adem ZONGUR            (Kırıkkale)

Musa SARIGÖZ            (Osmaniye)

Murat MENTEŞ             (Bolu)

Hikmet ÖZDEMİR         (Malatya)

Abdullah KARA            (Antalya)

Birol İrfan ASKAR        (Afyon)

Selahattin AYSAN        (Isparta)

 

Birliklerine katılmak için  Malatya'dan yola cikan 49  Mehmetçik ve öğretmenler.

Hepsi sivil ve tabii ki silahsız..

 

24 Mayıs 1993 akşamı Bingöl e 12 km mesafede yolları PKK li teröristlerce kesildi. 3 öğretmen ve 3 sivil vatandaş oracıkta şehit edildi.  Diğerleri kaçırıldı. 25 Mayıs 1993 saat 03.00 de 36 Mehmetçik kursuna dizildi.

Üzerlerine 1570 mermi sıkıldı.

 

33 vatan evladının şehit olduğu 30 yıl önceki katliamdan yaralı olarak sağ kurtulan üç asker, yaşadıklarını anlattı.

 

Malatya’dan iki sivil midibüse biniyorlar. Hepsi sivil giysili, üniforma ve postalları çantalarında. Hiçbirinde silah yok!

Saat 18.00. Bingöl’e 12 kilometre var.

Dağlık, dar bir yol. İlk virajı geçtiklerinde, 50 kadar PKK’lının yolu kestiğini görüyorlar...

 

Yaralı kurtulan Osman Partal anlatıyor;

 

Trabzonluyum. İki midibüsteki toplam 50 askerden biriydim.

Van-Özalp’taki birliğime gidiyordum.

Yol boyunca gereksiz molalar veren şoför,

bir ara lastik patladığını söyleyip durdu.

Lastiğin patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm.

Aksın altına girdiğinde birileriyle konuşma yaptığını duydum.

Galiba telsizle konuşuyordu.

Şemdin Sakık, ‘Eylem planlanırken buradan askerlerin geleceğini bilmiyorduk’ diyor.

Yalan söylüyor. Çünkü ilk otobüsün en ön koltuğunda oturuyordum.

Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Sakık açtı.

Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi ters takmıştı.

Omzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu.

Şoföre, diğer otobüsün nerede olduğunu sordu.

‘Arkada, geliyor’ cevabını aldı.

İki dakika sonra diğer otobüs düştü pusuya.

Yani bizi bekliyorlardı.

 

DOĞULU - BATILI DİYE AYIRDILAR…

 

Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük.

Mola verildiğinde, ‘TC ateşkes ilan edince, iki gün içinde sizi serbest bırakacağız’

dediler.

Saat 01.00 sularıydı. Sakık’ın talimatıyla tek sıra olduk.

Şemdin Sakık nereli olduğumuzu sorup,

Doğulu - Batılı diye bizi iki gruba ayırdı.

Sakık, doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına götürülmesini söyledi. Dağda koşar adım yürümeye başladık. Bize eşlik eden teröristler sürekli değişiyordu. Toplam 300 kişiydiler.

Bir köye gittik.

Kapısını çaldıkları evlerden başka teröristler çıkıp gruba katıldı.

Kimi terörist evlere gidip istirahat etti. Bir ahıra soktular bizi öldürmek için. Sonra vazgeçtiler. Tekrar yürümeye başladık.

Sabahı göremeyeceğimi düşünüyordum.

Yıldızlara son kez bakıp annemi, babamı, köyümü düşündüm.

Bir ırmaktan geçerken su içtik. Dağ yoluna çıktık.

Davranışları sertleşti. Durdurdular. Saat 03.00 sıralarıydı.

Yolun kenarına dizilmemizi istediler. Kolkola girip sıklaşmamızı istediler. Yanımdaki arkadaşıma ‘Devrem bizi vuracaklar’ dedim.

 

DEVREMİ ÖLÜ GÖRÜNCE BAYILDIM…

 

Sinirden titriyordum. Kalaşnikof, Bixi ve Kanasların emniyetlerini açtılar. Sonumuzun geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip kendimi yere attım.

Taramaya başladılar. Dizime bir mermi isabet etti.

Vurulanlar üzerime düşüyordu. Kafamı koruyordum.

Hepimizin öldüğünden emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar. Gittiklerini, seslerin uzaklaşmasından anladım.

Altı yedi arkadaşım sağdı henüz.

Diğerleri paramparçaydı. Can çekişenler, hırıldayanlar, ağlayanlar, inleyenler...

Su istiyorlardı. ‘Anne, anne’ diye ağlırıyorlardı. Öldüğümü zannediyordum.

Kendimi çimdikledim, ölmemişim.

Devremi beyni parçalanmış görünce bayılmışım.

 

Ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirdim.

Dokunduğum her uzuv elimde kalıyordu.

Beyin, ayak...

Yardım aramak için yukarı doğru koşmaya çalıştım.

Kan kaybediyordum. Asfalta çıktım, bir kamyonla yakındaki Elmalı Karakolu’na gittim.

Olanları anlattığımda dinleyen jandarmalar ağlamaya başladı. Helikopter, tanklar geldi. Şehitleri aldık.

Olay yerinde 1570 mermi kovanı bulundu.

Yani silahsız erlerin her biri için 50 mermi kullanmışlardı...

Ruhları şad mekanları cennet  olsun!

 

 PKK'ya dün de bugün de sahip çıkan kim varsa iki cihanda da elimiz yakalarinda olacaktır.

 

Şüheda adlı kitabımızda bu olayı ve sonuçlarını da incelemiştim.  Okunmalı ve unutulmamalıyız.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.