Sahi 17 ile 25 Aralıkta neler olmuştu?
20 Aralık 2017, Çarşamba 09:50Biz geçmişi çabuk unutan bir toplumuz. 15 Temmuz darbe girşimi öncesi darbeye gerek kalmadan sade yağdan kıl çeker gibi bir sessiz darbe girişimi 17 ve 25 Aralık günlerinde yapıldı. Tabi bunların vızıltısını 15 Temmuz’dan sonra daha iyi anladık. Fetö terör örgütü ABD ve yandaşlarının emir ve talimatlarını bir bir yerine getiriyorlardı. Hemde ABD ajanlarının tüm yetkilileri gizlice ülkemize gelip olayı yerinden takip edip talimatlar veriyorlardı.
Türkiye’nin büyüyüp kalkınmasını kabul edemeyen Avrupa Kanal İstanbul, 3. Havalimanı, 3. köprü gibi mega projeler başlayınca düğmeye bastılar. Kimler bastı düğmeye aynı adresten ihbar yağdı. İhbarın adresi ve kimliği belli olması gerekirken, buna bakılmadan Fetö savcıları bunu ihbar kabul ederek işi alan mütahitlere gözaltı talimatı verdiler.
Cumhuriyet Başsavcısına bilgi verilmesi gerekirken, bilgi vermeden Fetö savcıları düğmeye bastılar. Zaten bu gözaltı talimatları öncesi ülkede nerede ise dinlenmeyen kalmamıştı. Hemde kimler dinliyordu biliyormusunuz, hiçbir yetkisi olmayan dışardan sıradan Fetö imam ve bağlantıcıları bu milleti dinliyordu.
Tabi birde Fetönun medya ayağı vardı, buradaki güncel olayların işlendiği filimlerle hedef gösteriliyorlardı. Ha birde Ergenokon ve El-Kaide örgütü adı ile kendilerine karşı olan devlet erkanını cezalandırarak diğer kesimlere gözdağı verdiler.
17 Aralık’ta düğmeye basan Emniyet mensupları 25 ülkeden 100 üzerinde devlet ve CIA mensupları ile telafon görüşmesi yaptılar. Bu telefon görüşmelernin zirve yapması işin uluslararsı bağlantılarınıda ortaya çıkarmış oldu.
17 Aralık darbe girşimi günü İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hamza Tosun’un Pensilvanyadaki şahsın yardımcısı ile telefon görüşmesi daha sonra ortaya çıktı. Peki bir devlet görevlisi Pensilvanyadan ne talimat alıyordu da burayla aynı gün görüşüyordu?
Savcı Zekeriya Öz derdi ne idide İstanbul Emniyet Müdürlüğüne baskın yapıyordu? Savcı Akkaş sanki bir sendika başkanı gibi basın açıklaması yaparak neyi hedefliyordu? Sonra Adliye önünde bildiri dağıtarak ülkede ilk defa böyle bir girişimde bulunuyordu.
Dönemin Başbakanı ve devrik Başbakan gibi ifadelerle neyi hedefliyorlardı? Demek ki, mesele Erdoğan’dı, Erdoğan’ın çocuklarını tutuklamak ve sonra Türk vatandaşları nezdinde hırsız, soyguncu damgası vurarak Erdoğan’ı itibarsızlaştırarak onu devirmekti.
Aynı şekilde bazı önemli Bakanların çocuklarınıda aynı şekilde hırsızlıkla suçlayarak asıl hedef hükümeti düşürmekti. Çocuklar üzerinden Erdoğan hedef alınmıştı. Erdoğan içeri alınırsa gerisi zaten çorap söküğü gibi sökülür ve hükümet düşerdi.
Hatta o 17 Aralık operasyonun ertesi günü ilimiz Valisi gece yarısı apar topar İstanbul Emniyet Müdürü yapılarak işin başına getirilmişti. O dönem çok iyi dinledim, Selami Bey 25 Aralık’ta hayatını ortaya koyarak bir kahraman gibi devletimizi savundu.
İşte bazı kahraman devlet görevlilerimiz adam gibi durdular ve kimseyi vermediler. Verilmeyince ülkede kısmi Fetö temizliği yapılmaya başladı. Başladı başlamasınada kimse doğru dürüs temizlenmemişti. Temizlenseydi bir savcı çıkıpta açıklama yapamazdı.
Tabi devletimizide uyuttular, orduda kimse yok dendiği gibi Emniyettede temizlendi mesajı verildi. Peki ne oldu sonra 15 Temmuz’a kadar toparlanıp gizli gizli hesap kitap yaptılar sonunda da devletin haberi olmadan darbe girişimi yaptılar.
Kısacası 17-25 Aralık sessiz ve kansız bir darbe girşimi idi. Bunu başarsalardı belki Erdoğan’ın kellesi gitmişti. Hemde halkıda arkalarına alarak hırsızlar yolsuzlar diyerek. Ama Rabbim onların hilelerini ayaklarına dolaştırdı.