ŞEHZADEBAŞININ İNTİKAMI...
10 Mayıs 2024, Cuma 09:1216 Mart 1920 sabahı İstanbul’un resmen işgal edilmesi ve İngilizlerin Şehzadebaşı Karakolunu basarak 4 askerimizi şehit etmeleri moralleri çok bozmuştu.
Geyve’de bulunan 24. Tümen Komutanı Yarbay Mahmut Bey’in ağzını günlerdir bıçak açmıyordu.
Bir şey yapmalıydı.
Bu saldırı karşılıksız kalamazdı.
Birden yerinden kalkarak emir erine seslendi :
-Mehmet… Oğlum Mehmet…
-Emredin kumandanım.
-Çabuk bana Osman Yüzbaşı, Selim Teğmen ve Murat Başçavuş’u çağır.
-Emredersiniz kumandanım.
Çağrılan isimler beş dakika sonra Mahmut Yarbayın odasındaydılar.
-Arkadaşlar bilirim hepinizin yüreği yanıyor.
-Yanıyor vallahi kumandanım.
-Şehitlerimiz için bir şeyler yapmalıyız, böyle oturmak hiç bize göre değil.
-Ne emredersiniz kumandanım ?
-Bu gece sabah doğru yakınlardan bir İngiliz Müfrezesi geçecek. Atlanıp sivil kıyafetlerle gideceğiz. İndirebildiğimiz kadar İngiliz askerini indirip karargaha döneceğiz. Var mısınız?
-Varız komutanım, Varız…
25 Mart 1920
Vakit geceyarısını geçeli epey olmuştu. Nöbetçiler hariç bütün tümen uykudaydı. Fazlaca gürültü yapmamak için 300-400 metre yürüdükten sonra atlarına bindiler.
Osman, Selim ve Murat İngilizlerin geçecekleri yolu çok net gören üç ayrı noktada eller tetikte beklemeye başladılar.
Yarbay Mahmut yol kenarındaydı.
Saat beş buçuğa doğru müfreze göründü.
Başlarında atlı bir subay, arkalarında elli kadar piyade eri yürüyorlardı.
Birden Yarbay Mahmut onların önüne atladı, sağ kolunu havaya kaldırarak “Duruuuun” diye bağırdı.
İngiliz subay şaşırmıştı :
-Sen kimsin be adam diye sordu.
Yarbay :
-Ben mi ? Ben size Tokatlı Veli oğlu Mehmet’in selamını getiren bir adamım dedikten sonra çok ani bir hareketle silahını çekip İngiliz subayı alnının çatından vurdu.
İpi kopmuş çamaşır gibi düştü yere İngiliz subay.
Tam bu sırada müfrezeye üç yerden kurşun yağmaya başladı.
Onlar ne olduğunu anlayamadan Mahmut Yarbay ateş hattının dışına çıkmıştı.
Osman, Selim ve Murat’ta atlarına binip karanlıkta kayboldular
Ertesi sabah İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harington makamına geldiğinde, kurmay başkanının oldukça asık bir suratla onu beklediğini gördü.
-Söyle bakalım Charles, nedir bu halin.
-Türkler generalim.
-Ne olmuş Türklere
-Kuvayı Milliyeci Türkler Geyve’de sabaha karşı müfrezemize saldırmışlar.
-Sonra…
-Maalesef bir yüzbaşımız ve beş askerimiz öldürülmüş. Yaralı sayısı hakkında henüz net bilgi gelmedi.
O esnada Geyve’deki odasında silah arkadaşlarıyla keyif kahvesi içen Yarbay Mahmut, höpürtülü bir yudumun ardından :
-Allaha hamd olsun. Silah arkadaşlarımızın kanlarını yerde bırakmadık. diyecekti.
-Veli oğlu Mehmet kimdir komutanım.
-Şehzadebaşı baskını gecesi nizamiyede nöbet tutan er.
Onları karakoluna sokmamak için iki İngilizi yere seren, sonra da şehadet şerbetini içen kahraman.
-Ruhu şad olsun.
-Cümle şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.