ABAYLAR
Aksaray
14 Kasım, 2025, Cuma

TOPKAPILI CAMBAZ MEHMET... -1-

13 Kasım 2025, Perşembe 16:11

Topkapı’daki üç sınıflı mahalle mektebinden haylazlığı yüzünden ayrılan Cambaz Mehmet, Topkapı’nın tulumba takımında gösterdiği başarıları, deli yüreği ve gözü karalığıyla çevrenin sayılı külhanbeyleri arasında hızla sivrilir. Kısa sürede namı bütün İstanbul’a yayılır.

Topkapılı Cambaz Mehmet Çanakkale Savaşlarında sıradan bir erdir. Gösterdiği kahramanlıklardan dolayı er Topkapılı’ya onbaşı şeridini Albay Mustafa Kemâl verir. “Göreyim seni Topkapılı” diyerek.

Topkapılı’nın kahramanlıkları sürer. Çavuş şeritlerini Topkapılı’ya uzatırken de Albay Mustafa Kemâl yine “Göreyim seni Topkapılı!” diyerek cesaretlendirir.

Çanakkale'de dökülen kanlara rağmen Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Anlaşması ile silâhları bırakıp düşmana teslim olmuştur.

Anafartalar kahramanı Mustafa Kemâl Paşa da, Topkapılı Cambaz Mehmet de artık işgal altındaki İstanbul'dadırlar. Mustafa Kemâl Paşa, üç kez Padişah Vahdettin ile birçok kez de Osmanlı hükûmetinin Başbakanı Damat Ferit Paşa ve kabine üyeleriyle konuşmuş, vatani düşman elinden kurtaracak önerilerde bulunmuş ama sonuç alamamıştır. Şişli'deki evinde en yakın arkadaşlarıyla sık sık gizli toplantılar yapan Mustafa Kemâl Paşa, Anadolu'ya geçip, Kurtuluş Savaşı'nı orada başlatmanın yollarını aramaktadır.  Kafasında, Anadolu’da bir “Milli Hükümet” oluşturma fikri kesinleşen Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçmeden kısa süre önce Cambaz Mehmet’i çağırır ve emirlerini bildirir. Sonra omuzlarını sıvazlar ve “Göreyim seni Cambaz Mehmet Bey” der.

13 Kasım 1918 günü itilaf devletlerinin savaş gemilerinin İstanbul limanına geldiği haberi alınmıştır. Cambaz Mehmet “Arkadaşlar bu millet asla uşak olamaz” diye söze başlar. Mustafa Kemal’in emirlerini arkadaşlarına da anlatır. Önce İstanbul’da örgütleneceğiz sonra depo ettiğimiz silah ve cephaneleri Anadolu’ya kaçıracağız. Bunun yanında Kurtuluş mücadelesine katılacak cesur Türk gençlerini Anadolu’ya kaçıracağız.

Şeytana külahını ters giydirecek kadar zeki, tazı gibi koşan, silâh atmada, bıçak sallamada rakibi bulunmayan, zalimlere karşı gaddar, ezilenlere karşı ise merhametli biri olarak tanınan Topkapılı Cambaz Mehmet ise İstanbul'da kurulmuş MM Grubu adlı gizli örgütün başıdır.

Adı, Milli Müdafaa sözcüklerinin baş harflerinden (MM) oluşan bu gizli örgütte yüzbaşılar, binbaşılar, albaylar, doktorlar bulunmakta, ama başkanlığını ise askerlikte aldığı en büyük rütbe çavuş olan Topkapılı Cambaz Mehmet yapmaktadır!.. Nedeni çok şaşırtıcıdır: Topkapılı'nın İstanbul'da yüzlerce silâhlı adamı vardır. Bunlar, vatanın kurtuluşu söz konusu olmadan önce birer it, kopuk, hırsız ve haraççıydılar.

Ancak, Topkapılı Mehmet'e, Şişli'deki evinde Mustafa Kemâl Paşa ile görüştükten sonra, bu adamlar, vatan için ölmeye ant içmiş birer kelle koltukta savaşçı olmuşlardır. Şişli'deki görüşmede Mustafa Kemâl Paşa,

 "Mehmet, Çanakkale'de nasıl kazandıksa yine öyle kazanacağız.

Hele sizin gibi kahraman Türk çocukları oldukça, ordularımızın yenilmesi imkânsızdır!"

demiş ve bu sözler Topkapılı'ya yetmişti.

Mustafa Kemâl onu, "Göreyim seni Cambaz Mehmet Bey!" sözleri ile uğurlamıştı.

Mustafa Kemâl Paşa, Samsun'a çıktıktan sonra Ulusal Güçleri örgütleme çalışmalarına başlarken, Topkapılı Cambaz Mehmet de İstanbul'da tarihe geçecek kahramanlıklar yaratır. İngiliz Gizli Servisi'nin en tehlikeli ajanı Papaz Fru'nun güvenini sağlayarak bu teşkilâtın içine sızar ve çok yararlı istihbarat bilgilerini elde ederek Mustafa Kemâl Paşa'ya ulaştırır. Osmanlı ordusu dağıldıktan sonra el konulan ve cephanenin büyük çoğunluğunun depolandığı Maçka Kışlası'nı soyar ve tüm silâh ve cephaneleri Anadolu'ya, Mustafa Kemal Paşa'ya ulaştırır.

Belki tarihte bir benzeri görülmemiş bir olayın da kahramanıdır Topkapılı Mehmet.

İstanbul'u işgal etmiş olan İngiliz Kuvvetlerinin Komutanı General Harrington'un makam otomobilini de çalar. Akşehir'e kadar sürer ve orada Mareşal Fevzi Çakmak'a teslim eder. Bu otomobil, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya verilir.

Miralay İsmet Bey’in Harbiye nezareti müsteşarlığına getirilmesi haberi M.M. grubu üyelerini çok memnun etmiştir. Çünkü bu sayede, terhis olan erlerin adreslerini ve ordudan alınan silahların nerede depolandığını öğrenmiş olacaklardır.

Anadoluya Silah Kaçırmak için  İstanbul’un meşhur hırsız ve yan kesicileri de göreve çağırıldı, Topkapılı:

“depolardan silah çalma işini üzerime alıyorum." der.

 Anadolu’da Türk Ordusu Büyük Taaruza hazırlanıyordu. Bunun için silaha ihtiyaç vardı. Bu ihtiyacı karşılayacak yer Maçka kışlasıydı. Burası bir İngiliz taburu tarafından korunuyordu. Kışlanın cephaneliğini boşaltacak emin bir yol aranıyordu. Nihayet Topkapılı düşüncesini açıkladı: Cephanelik tünel kazılarak boşaltılacaktı.

Plan başarıyla uygulandı. İngiliz askerlerinin çok iyi koruduğu cephanelik içten içe boşaltıldı. Boşaltılan sandıkların içine toprak yerleştiriliyordu.

Bütün Depolar İnceleniyor: Topkapılı’nın İstanbul’da görevlendirdiği usta hırsızlar görev başındaydı. Anadolu’ya tez elden top gönderilmesi gerekiyordu.

Gelen raporlara göre Rami kışlası bu konuda gerçekten yararlıydı. Bir gece yarısı Fransızlar’ın gözü önünde Fransız askeri üniforması giymiş Türkler tarafından depolar  boşaltıldı.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.